Her şeyin birbirine bir şekilde bağlı olduğunu kabul edebilir miyiz? Yalıtılmış bir ortama girebiliyor muyuz? Yalıtılmak demek yaşamamayı gerektirir. Hiçbir şeyle bağlantısız olarak yaşamak mümkün durmuyor.

Barabasi, Bağlantılar’da birbirimize ve diğer şeylerin birbirine nasıl bağlı olabileceğini açıklıyor. baglantilar_albert_laszlo_barabasi

Ağlar, şebekeler, örgütler, sistemler neden var? Nasıl hayatta kalıyorlar? Nasıl gelişiyorlar? Çökmelerindeki sebepler neler? Adam araştırmış, fikirler üretmiş, yazmış..

Kitaptan altını çizdiklerim:

  • Tek sayılı bağlantılara sahip düğümler, bu yolculuğun ya başlangıç ya da bitiş noktası olmak zorundadır. Bütün köprülerden geçen kesintisiz bir güzergahın sadece bir başlangıç ve bir bitiş noktası olabilir. Bu bakımdan tek sayılı bağlantılara sahip ikiden fazla düğümün yer aldığı bir grafikte böyle bir yol var olamaz.
  • Bu gezegendeki herkes birbirinden sadece altı başka insanla ayrılır. Altı adımlık ayrılma. Bu gezegendeki herkese altı insandan oluşan bir yolla bağlıyım. Engin bir düşünce bu.. Her kişi başka dünyalara açılan yeni bir kapı.
  • 1998 sonunda matematiksel ifademiz Web’in çapının 18,59, yani 19’a yakın olduğunu öngördü. Guare’in sözleriyle ifade edecek olursak, on dokuz adımlık bir ayrılma ortaya çıktı. Her belge başka bir belgeye ortalama olarak sadece on dokuz tıklama uzaklıkta.
  • Milgram’ın altı adımı ile Web’in on dokuz adımı, birlikte alındıklarında, gözlemlenen kısa mesafelerin ardında insanlığın sosyal bağlantıları bütün yerküreye yayma arzusundan daha temel bir şeyin yattığı düşüncesini akla getirmektedir.
  • Bir kişinin aktif olarak sürdürebileceği bağlantıların sayısındaki çarpıcı artış, ayrılma derecesini aşağıya çekmiş bulunuyor. Milgram altı diye hesaplamıştı. Karinthy ise beş demişti. Şu sıralarda üçe çok daha yakın olabiliriz.
  • Zayıf bağların gücü – Granovetter
  • Granovetter’e göre toplum herkesin birbirini tanıdığı son derece bağlantılı kütleler, yani sıkıca kenetlenmiş arkadaş çevreleri halinde düzenlenmiştir. Bu kümeleri birbirine bağlayan birkaç dışsal bağlantı, geri kalan dünyadan kopuk kalmamalarını sağlar.
  • Yeni enformasyon edinmek için zayıf bağlarımızı harekete geçirmemiz gerekir. Nitekim yönetici elemanların bir işten haberdar olma olasılığı, güçlü bağların aracılık ettiği durumlara (yüzde 16,7) oranla zayıf bağların aracılık ettiği durumlarda (yüzde 27,8) daha yüksektir. Zayıf bağlar, yani tanıdıklar dış dünyaya açılan köprülerimizdir; çünkü farklı yerlere uğradıkları için yakın arkadaşlarımıza göre daha farklı kaynaklardan enformasyon toplarlar.
  • Bir nöronun komşularının birbirleriyle bağlantılı olma olasılığı gelişigüzel bir şebekeye kıyasla beş kat daha fazladır.
  • Gladwell, “Hayatın her kesiminde dostluk ve tanışıklık kurmada gerçekten olağanüstü hünere sahip bir avuç insan vardır.”
  • En üretken oyuncular listesinin geri kalanını hiç çıkaramadık. Sonunda biraz daha araştırınca kim olduklarını saptadık. Meğer hepsi porno yıldızıymış.
  • 80/20 gibi kuvvet yasaları az sayıda büyük olayın eylemin büyük bölümünü taşıdığının matematiksel terimlerle ifadesidir. Tamamen zar atışının egemen olduğu sistemlerde kuvvet yasaları nadiren belirir. Fizikçiler çoğu durumda bu yasaların düzensizlikten düzene geçişe işaret ettiğini öğrenmişlerdir.
  • Hollywood’ta iyi roller kapmak için tanınmanız gerekir, ama tanınmak için de iyi roller kapmanız gerekir.
  • Bir düğüm şebekeye en sonda katılmışsa, başka bir düğümün ona bağlanma fırsatı olmaz; bir düğüm şebekede ilk baştaysa, sonraki bütün düğümlerin ona bağlanma şansı vardır. Böylece büyüme süreci kıdemli düğümlere belirgin bir avantaj sağlar ve onları bağlantılar bakımından en zengin konuma getirir.
  • Düğümlerin yaşlanmayla birlikte bağlantı çekme yeteneklerini yavaş yavaş yitirdikleri varsayımından hareketle, tedrici yaşlanmanın kuvvet yasalarını yok etmediğini, sadece derece üssündeki değişikliğe bağlı olarak göbek sayısını değiştirdiğini gösterdiler.
  • Düşünme tarzındaki değişim bir karşıtlıklar dizisi yarattı: Statik karşısında büyüme, gelişigüzel karşısında ölçeksiz, yapı karşısında evrim.
  • Bazıları sahneye çok geç çıkmakla birlikte, kısa bir zaman dilimi içinde bütün bağlantıları kapar. Bazıları ise yola erken koyulmakla birlikte pek başarılı olamaz ve ilk adım atan olma konumunu bir göbeğe dönüştürmede yetersiz kalırlar.
  • Rekabete dayalı ortamda her düğümün belli bir uygunluğu vardır. Uygunluk, insanın çevresindeki diğerlerine oranla dostluk kurma yeteneğidir; bir şirketin diğer şirketlere oranla tükedicileri çekme ve elde tutma yetkinliğidir; bir oyuncunun diğer hevesli oyunculara oranla beğeni kazanmaya ve akılda kalmaya yatkınlığıdır; bir Web sayfasının ilgimizi çekmek için yarışan milyarlarca başka sayfaya oranla kendisini bizlere günü gününe izletme becerisidir. Kısacası, bir düğümün rekabet ortamının ön safında kalma becerisinin nicel ölçüsüdür. İnsanlarda uygunluğun genetik kökleri olabilir; uygunluk şirketler açısından ürün ve yönetim kalitesiyle, oyuncular açısından yetenekle, Web sayfaları açısından site içeriğiyle ilişkili olabilir.
baglantilar
  • Lynn Baker, “Karşılıklı bağlantılara dayalı bir sisteme sahip olmak gerçekten de doğal kaynaklarımızı daha verimli biçimde kullanmamızı ve maliyetleri aşağıda tutmamızı sağlıyor” demişti. “Fakat bi şeyler ters gittiği zaman bunun sistem boyunca zincirleme yayılması sonucunu da getiriyor.” Hasar ve üretim kaybı açısından bilançosu 1.5 milyar doları geçen batı elektrik kesintisi, karmaşık şebekelerin çoğu kez gözardı edilen bir özelliğini öne çıkardı: Karşılıklı bağlantılılıktan kaynaklanan zayıflık.
  • Bir hücrenin sağlamlığı özünde yatan düzenleme ve metabolizma şebekesinde saklıdır; toplumdaki esnekliğin kökleri sıkı örülmüş sosyal ağda yatar; ekonomideki istikrar finansal ve düzenleyici kuruluşların hassas bir ağ şebekesiyle sağlanır; bir ekosistemin varlığını sürdürme yeteneği canlı türlerinin etkileşileri temelinde titizlikle örülmüş bir ağda kodlanmıştır. Doğa sağlamlığı sanki karşılıklı bağlantılılılk yoluyla ulaşmaya çalışıyor gibidir. Şebeke mimarisinin böyle evrensel tercih görmesi rastlantının ötesinde bir anlam taşıyor olmalıdır.
  • Düğüm aksaklıkları bir şebekeyi bozarak onu kolaylıkla birbirinden kopuk, iletişimden yoksun parçalara ayırabilir.
  • Sadece birkaç düğümü devreden çıkarmak şebekenin bütünlüğünü çok az etkiler. Ancak devreden çıkarılan düğümlerin sayısı kritik bir noktaya vardığında, sistem birdenbire dağılarak bağlantısız ufak adalara ayrılır.
  • Küçük düğümler bir şebekenin bütünlüğüne çok az katkıda bulunur.
  • Kritik noktaya varmak için çok sayıda düğümü devreden çıkarmamıza gerek yoktur. Birkaç göbeği işlemez hale getirdiğimizde, ölçeksiz bir şebeke göz açıp kapayıncaya kadar dağılıp parçalanır.
  • Simülasyonlar, rastgele seçilmiş canlı türleri ortadan kaldırıldığında ekosistemlerin kolaylıkla ayakta kalabildiğini ortaya koymuştur. Buna karşılık yüksek düzeyde bağlantılı türler devreden çıkarıldığında, ekosistem dramatik bir şekilde çökmektedir.
  • Ek yük ihmal edilebilir düzeyde olduğunda, geri kalan sistem tarafından bir pürüz çıkmadan emilebilir. Böylece uygulamada aksaklığın farkına varılmaz. ancak ek yük komşu düğümlerin taşıyamayacağı kadar büyük olduğunda, bu düğümler ya devreden düşer ya da yükü kendi komşularına yeniden dağıtır.
  • AIDS cinsel bakımdan son derece aktif bir eşcinsel kültürünün belirmesinin sağladığı destekle, 1980’lerin karmaşık cinsel şebekesindeki bağlantıları izleyerek yayıldı.
  • Eldeki kaynaklar sınırlı olduğu sürece, sadece göbekleri tedavi etmeliyiz.
  • Asıl sorun göbeklerin kimler olduğunu bilemememiz.
  • peacockmaps.com
  • cybermaps.com
  • Web’in mimarisi parçalarının toplamından çok daha zengindir. Web’in gerçekten önemli özelliklerinden ve yeni belirmekte olan özelliklerinden çoğunun kökeninde kendi kendine örgütlenen, ölçeksiz topolojisi vardır.
  • İnsanlık kültürel yapıtlar olmayınca belleksiz kalır ve belleği de olmayınca önceki başarı ve yanlışlardan ders çıkaramaz.
  • Hayat, bütün evlerin aynı mimar tarafından tasarlandığı, ama malzemesinden pencerelerin büyüklüğüne ve yapısına kadar bütün ince işlerin farklı inşaat ustalarına ve iç mekan tasarımcılarına bırakıldığı bir semte benzer. Havadan çekilmiş bir fotoğrafta bütün evler aynıymış gibi görünür. Oysa evlere daha yakından baktığınızda, farklılıkları gittikçe daha fazla görmeye başlarsınız.
  • Daha önceki tanışıklıklar direktörlerin yeni direktör adaylarına kefil olmasına olanak verir. Böylece küçük dünya dinamiği güçlü bir ahbap şebekesi, ekonomik ve politik yaşamda benzeri görülmemiş etkiye sahip bir şirket seçkinleri topluluğu ortaya çıkarır.
  • Zincirleme iflaslar şebeke ekonomisinin, küresel bir ekonomide hiçbir kurumun tek başına çalışamayacağı gerçeğinden kaynaklanan karşılıklı bağımlılıkların doğrudan bir sonucudur.
  • Sanatçıların eserleri güçlü bir felsefeye dayanıyor: “Gizleyerek açığa çıkarma.” Ayrıntıları saklayarak, tamamen biçime yoğunlaşmamızı sağlıyorlar. Sarmalama görüşümüzü keskinleştirerek, bizi daha duyarlı ve seçici hale getiriyor; böylece sıradan nesneler anıtsal heykellere ve mimari eserlere dönüşüyor.
  • Ekonomik süreçlerin öngörülemezliğinin kökeninde efsanevi piyasanın ardındaki meçhul etkileşim haritası yatar. Dolayısıyla şebekeler her türlü karmaşık sistemi açıklamak için önkoşuldur; bu durum karmaşıklık teorisinin kaçınılmaz olarak şebeke teorisinin omuzları üstünde durması gerektiğine işaret eder.