Etiketleme ve kategorilere ayırma çok benzer işlevler gibi görünüyor. Eda Suner‘in de bu konuda bir sorusu var, “Şu etiket ve kategori farkı nedir ne işe yarar. Yani yazılarımızı zaten kategorilendiriyoruz birde yazı altında bir sürü etiket kalabalığı neden yani ne faydası var ki bize?

Blogların doğuşuyla birlikte zamana göre arşivlendirme yapıldı. Tabi ki yazıların da belli bir kategoriye bağlı olması gerekiyordu. Nedense kategoriler yetersiz kaldı.

Kategoriler arama bulma konusunda tek başlarına çok etkili değiller. Bulma işini daha az zamanda bitirebilmek için etiket sistemi geldi.

İnternette aradığımızı bulmayı, ormanda meyve aramaya benzetiyorum.

Her ağacın bir kökü vardır, yazılarımızın bir ana konusu olması gerektiği gibi.

Her kökün ana dalları vardır, yazılarımızın çağrıştırdığı birkaç kelimeyi ya da başka kavramları adlandırdığımız etiketler gibi.

Bu ana dallara bağlı daha küçük dallar ve yapraklar vardır, içerikte paragraflar, cümleler ve kelimeler olduğu gibi.
Dalların ucunda da ulaşılmak, erişilmek istenen..

İşin özünde, etiketleme bilgiye erişimi kolaylaştıran elemanlardan biri.

Etiketleme sistemi kullanılacaksa, yazıların mümkün olduğu kadar az sayıda kategoriye girmesi gerek. Tek kategori en iyisi. Etiketlerin ise üç beş tane olması ideal görünüyor.

Akla takılan bir soru da “Kategorileri etiket olarak tekrar yazsak nasıl olur?

Yazılabilir ancak kategorilerin işlevini tamamen yitirmesine sebep olur. Aslında bu sahip olunan içeriğin nasıl sunulmak istendiğine göre değişir. Blog sahibi çeşitli yollar izleyebilir.