İngilizce öğrenmek, herkesin hedefleri arasına girdi çünkü bu dil bilişim ve gelişim ile markalaştırdı kendini. Zaten İngilizce bilmeyen, kendini görünmez sınırlara hapsediyor bir bakıma.

İngilizce öğrenmek hayal seviyesine çıkartılıyor. Neden? Planlı, programlı çalışan herkes birkaç ay içinde İngilizce öğrenebilir ama yıllar yılı debelenip öğrenemedik şu dili gitti.

Çok garip bir şey gerçekten bu. Hayatımızda bir dayatma gibi İngilizce hazırlık sınıfları okumak zorunda kalıyoruz. Ne öğreniyoruz? Bize katkısı ne bu sınıflarda geçen zamanın?

İngilizce öğrenmenin temellerinden birinin de İngilizce düşünmek olduğu vurgulanıyor. Gerçekten de faydalı olabilir. Bir şey öğrenirken onu yaşamak, hayatınıza katmak, aklınızdan geçirmeniz gerekir çünkü. Ancak düşünmeyi gerçekleştirebilmenin en iyi yolunun da ana dilde düşünerek çalışmak olduğu unutuluyor.

En büyük bilgi kaynakları İngilizce. Dolayısıyla bu dili öğrenmemek gibi bir seçeneğimiz olamaz. Mutlaka öğrenmeliyiz. Sadece anlamak için değil kendimizi anlatabilmeliyiz de öğrendiğimizle.

Yalnız İngilizce öğrenmek, eğitim sistemimizde öyle bir konumlandırılmış ki sanki bu dili öğrenmek en büyük amacımız, yurt dışında dil eğitimi en büyük hayalimiz, iş ilanlarındaki olmazsa olmazımız, yurt içindeki üniversitelerde kalite belirleyicimiz.

Türkçenin hayatınızdaki yeri neresi? Özellikle İngilizce ile karşılaştırarak bir düşünün Türkçenin yeri nerede sizin için?

İngilizce öğrenmek yaşam biçiminiz olmuşsa bir yerde hata yapıyorsunuz demektir.
İngilizceyi bir kurtuluş yolu olarak görmek ise mantıklı düşünememenin bir sonucu.
İngilizce bilmek, hayatta başarı kazandıracak araçlardan biridir sadece. Bunu kutsallaştırmayın.

Türkçe konuşmak, düzgün yazabilmek herkesin sıradan bir özelliği olması gerekirken bu ayırıcı bir özellik oldu. Kurallara uyarak yazan çizen kişi sayısı giderek azaldı. Bunun sonu neresi? Türkçeyi unutan, reddeden kişi sayısındaki artış bu hızla devam ederse bunlar çocuklarıyla bile iletişim kurmakta zorlanacak.

Yeni bir kavram öğrenirken eskileri unutulabilir belki. Ancak yeni bir dil öğrenirken insan nasıl ana dilini unutabilir? Bu nasıl bir düşünce mantığıdır?
İngilizce okunan bir metni anlayıp da bunun Türkçesinin anlaşılamaması o insanın diline yeteri kadar sahip çıkmadığını ve kendini geliştiremediğini gösterir.

Hayata İngiliz çerçeveli gözlükle bakanın camlarının kırılmasını dilerim.