18.10.2006′da Kalite Sistem Danışmanlık Genel Müdürü Haşmet Fevzi Çakmak’ın “Sürekli değişen iş yaşamına nasıl hazırlanmalı?” konulu konferansındaki bir kısım notlarım ve yorumlarım;Konferansın alt konuları:

-Değişim nedir?

-Küreselleşme

-Kuruluşların iş yapma biçimleri

-Kuruluşların yeni ihtiyaçları nelerdir?

-Çalışan profili değişiyor mu?

-İşletmeler kimi arayacak?

-İş yaşamına hazır mıyız?

-Değişimle başa çıkma

-Kendimizi hazırlama

-Bireysel liderlik ve yaşam kalitesi

Kısa bir tanıtım ardından dikkat çekici bir soru geldi. 70 yıl yaşadığınızı varsayalım. 70 yıllık yaşamınız kaç saniye tutardı? (birkaç saniyede karar verin)

  • 2 katrilyon
  • 200 trilyon
  • 20 trilyon
  • 2 trilyon
  • 200 milyar
  • 20 milyar
  • 2 milyar
  • 200 milyon

Haşmet Bey’in bu sorusuna (ben de dahil olmak üzere) 200 trilyon saniye olarak yanıt verildi en çok. Zamana nasıl baktığımızı görmemiz açısından güzeldi soru. 70 yıllık bir insan ömrünün, saniye cinsinden değeri 2 milyar saniye civarındaymış. Verdiğim cevap 100,000 kat fazla :D . Kafada gevşeyen vidalar hemen sıkıldı zaten. Salonda çoğu kişinin aklından geçen sonuç aynı ” vay anasını ne kadar azmış ” .

Bu, anlık şokun ardından zaman tanımlarından söz edildi; kronos ve kairos olarak tanımlanırmış yunancada. Ayrıca mitolojide kronos zaman tanrısı, kairos ise fırsat tanrısıdır. “Carpe diem”‘in yazarı da bu ikilidir belki :) .

“Zamanın içeriği, ortaya çıkan duygu ve düşüncenin kalitesidir.”

Nerede olursak olalım, nasıl yaşarsak yaşayalım bu duygu ve düşünceyi yansıtabilmek bizim elimizde.

“İstediğimiz kadar yüksek duvarlara çıkalım, yine kendi bacaklarımızla yürüyeceğiz; dünyanın en yüksek tahtına da çıksak, yine kendi kıçımızla oturacağız.”

Montaigne

Vurgulanan diğer bir nokta, kendi yaşam planımız olup olmadığı. Çizdiğimiz yoldan mı yürüyoruz yoksa başkalarının ayak izlerini mi takip ediyoruz? Bu süreçte sahip olduğumuz bilgiye yeterince ilgi gösteriyor muyuz? Değişime ne kadar ayak uydurabiliyoruz?

Bilginin değişim hızının geometrik olarak katlandığını düşünürsek buna uyum sağlamamız gerçekten zor gibi; ama imkânsız olduğu söylenemez. İnce ayar yapılması gereken noktalardan biri de bilgimizi etkin kılmak olabilir.

“Bildiklerinizden daha fazla yararlanamadığınız sürece daha fazla bilmenizin bir yararı yoktur.”

R. K. Bogerthan

Kontrol edilemeyen bu değişimin sonucunda, özellikle hedef belirleme ve coşku sağlama temellerine sahip liderlerin yönettiği projeler ve süreçler yeni bir performans yönetim sistemini gerekli kılmakta. Böyle bir sistemin, uygulanması zor ve kopyalanamayan elemanları olmalı. Peki nelerdir bunlar?

Sunumda tek cevap ilişkiydi; insan ilişkileri. Zaman yönetimi ve yaratıcılık da sayılabilirdi. Belki de “İlişki” yeni moda tek kelimeden oluşan (değişim ve yenilik gibi) etki sunumlarından biriydi.

İş hayatı, süreç odaklı sistem, yaşam planı, zaman yönetimi ve siz kavramlarının toplamında verilen mesaj:

Kendi yaşamınızın lideri olun!”