Linux’a geçeli üç hafta olmuş. İlk günlerde kolay olduğunu söyleyemem. Doğal olarak yıllardır xp, me, 2000 veya 98 gibi windows işletim sistemleri kullandım. Mantık olarak hepsi aynı. Birbirleri arasında terfi ederken çok fazla zorluk çekmiyorsunuz
Linux’da işler biraz daha farklı işliyor. Kurulum basitti. Her şey son derece sade şekilde anlatılmış, yapılacak adımlar ileri, geri ve iptal komutlarıyla uygulanabilmekte. Kurduğum dağıtım Suse Linux 10.2; Pclabs‘dan da kurulum ve genel incelemesine bakabilirsiniz.
İnsanlar az bilinenden korkar; Linux’a geçmemelerinin de sebebi bilgi eksikliği sanırım. Bu konuda kulaktan dolma bilginin etkisi yüksek.
Arkadaşlara “Linux yükledim” dediğimde aldığım bazı cevaplar; “Zormuş linux, neden yükledin?, “Sunucu mu kurcaksın, ne gerek vardı?”, “Linux ne?”.
Linux, güçlü ve güvenilir bir işletim sistemi olduğu için son yıllarda birçok alanda tercih edilmekte; Askeri birimler, devlet daireleri, ticari işletmeler.. Kritik kurumlar neden linux’u tercih etmekte diye düşünmek gerek. Masaüstü sistemlerinde de son yıllarda büyük gelişme içerisinde. Açık kaynak kodlu olduğu için dünyanın dört bir tarafından geliştiricileri mevcut. Onlarca dağıtımı var, ulusal işletim sistemimiz Pardus da bunlar arasında.
Şimdi akla “Neden Pardus’la işe başlamadın?” sorusu gelebilir. Daha linux’da çok yeniyim ve Pardus’un gelişmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Geliştirme ve kullanım konusunda bilgi sahibi olsaydım Pardus ilk tercihim olurdu.
Linux’a terfi etmemin sebepleri arasında
- Windows’un çok sık hata vermesi,
- Sistemin uzun süre çalışması durumunda yavaşlaması,
- İhtiyaçları karşılamak için ödenmesi gereken bedellerin yüksekliği.
- Linux’un sade, güvenli ve ihtiyaçları karşılayabilen yapısı var.
Ayrıca vista’nın görsel olarak çok iyi olduğunu iddia edenler var. Linux’da xgl denen attraksiyonu gördükten sonra ağzım açık kalmıştı. Ekran kartını ve gerekli uygulamaları kurduktan sonra masaüstüm çok şekil oldu. Belki izlemişsinizdir ancak aşağıdaki karşılaştırmaya bir göz atın;
Linux üzerine biraz araştırma yapıp bilgi sahibi olduktan sonra windows’u bırakmakla çok şey kaybedileceğini sanmam. Aksine Linux ile zaman geçirmek çok keyifli gelecek…
Kutlarım. Darısı hala pencereler arasına sıkışmış insanların başına.
Bu arada şöyle bir şey oluyor, size olmayacaksa bile merak edin siz de yapın diye diyorum, insan bir süre sonra bütün dağıtımları denemek istiyor. Bir bakıyorsunuz ki download ettiğiniz şeyler sadece linux dağıtımları ya da onlarla ilgili şeyler… *gülücük*
iyi eğlenceler.
Gerçekten linux’a geçtiğimden beri indirdiklerimde bir azalma oldu gibi. Bu aylık sınırsız bağlantıya geçmeyi bunun dışında tutuyorum :) . Xp’de iken birçok program indirip deniyordum, acaba bu işimi görür mü diye. Şimdi ise tam istediğim şekilde yapmışlar. Her dağıtımı dener miyim bilmiyorum, neden olmasın?
Hasan’cım sen gerçekten süper bi GNU/Linux kullanıcısı olmuşsun :) Bütün dağıtımları teker teker denemeye çalışacaksın bence, bu doğru, bir süre sonra insan meraklanıyor çünkü :)
Program incelemelerini, multimedia masaüstü uygulama incelemelerini de burda görsek oldukça güzel olur, belki geçme niyetinde olan ama zorlukları kestiremeyen Windows kullanıcılarına da buradan yol gösterirsin.
SuSE Linux’un resmi sloganını ben de yazmak istiyorum.. :)
“İyi Eğlenceler!”
Daha çok acemiyim. Biraz daha tecrübe ettikten sonra dediğin gibi gördüklerimi yazma niyetim var. Yeni linux kullanıcıları kazandırırız belki :) .
Güzellikleri paylaşmak gerek…
Sun Microsystems’ın da geliştirmeke olduğu bir üç boyutlu masaüstü projesi Looking Glass var.Pencereler filan 3d.Daha glx kadar geliştirilmedi fakat gelecekte işe yarayabilir. Şu an sadece Linux’ta gömülebiliyor ileride belki Win ile de kullanılabilir hale getirilir.
Herhangi bir firmanın kapalı kapılar ardında geliştirmeye çalıştığı herhangi bir kod, GNU ile oluşturulan hiçbir koddan iyi olamayacak fikrimce :)
Onlar xgl compiz ve beryl seviyesine geldiklerinde bizim GNU kahramanları eminim ki çok daha ileride olacaklardır :) El ele verilip yapılan şeye kapalı kapılar ardından yaklaşamazlar bile…
@Fatih
Haklısın.Yalnız bunu Looking Glass için yazmamışsındır umarım o da GNU ile oluşturuluyor. Microsoft’a gelince onun gerek XP’si olsun gerek Vista’sı bunlarda Linux’a göre biraz daha ciddi veya sade bir tavırla yaklaşma havası var. Yani görsellikle uğraşsa da (Ne kadar başaramasa da :).) yine Linux masaüstleri gibi eğlenceli, hoş belki biraz da çocuksu görünümü olan masaüstleri yapmıyor. Daha ciddi ve sade görünümlü şeyler yapıyor ama kesinlikle başarısız. Olsun yine de bu Vista’daki yeni arayüz XP’den farklı olduğu için MS’de ısrar edenler için sevindim. Merak ediyorum da MS ne zaman kendini aşacak. O aşsa zaten arkasından her şey açılacak. Sun java sanal makinesinin kodlarını açtı bir süre sonra flash’ta açıldı. Bu şekilde o da diğer birçok yazılımın kodlarının açılmasına katkıda bulunacaktır.
Bunu looking glass için yazmıştım, GPL lisansını sonradan gördüm, yanılmışım :)
Microsoft bir şeylerin kodlarını açsa da bu çok önemli değil aslında. Kodların açık olması, özgür yazılım şartlarının dört tanesinden sadece biri. Kodun açık veya kapalı olmasından ziyade, genel kamu lisansında olup olmadığı önemli işte. Yazılımın özgür olması gerekli. Bunun Microsoft’a karşı yıkıcı bir anlayış olduğu açık, dolayısıyla onlar da buna karşı ellerinden gelen herşeyi yapıyorlar. Bir dönem ülkemizde büyük bir “açık kaynak” desteği yapıldı, birçok firma bunu destekledi ve bas bas bağırdılar. Ama GNU/Linux’un gerçek yaratıcıları böyle şeylere dünyanın hiçbir yerinde yanaşmadı, bu ülkede de yanaşmadılar. Pardus ekibi o zamanlar buna açık bir şekilde karşı çıkmıştı hatırlıyorum. Mesela ben SuSE kullanıyorum ama Novell şirketinin çok ta masum bir şirket olduğu söylenemez. Yani SuSE Linux’a bakıp ta gerçek anlamda bir özgür yazılımdan bahsedemiyoruz. Yari özgür yari lisanslı karma birşey. Bu yüzden Novell openSuSE projesini başlattı, ama sırf kendine destek alabilmek için. openSuSE projesinde derlenip paketlenen programlar ile kendi ücretli/lisanslı paket linux’larını hazırlıyor. Aslında ben de görüyorum ki bazı Linux’çular çok ta masum değiller. Özgür yazılımı tam olarak benimseyemiyorlar, ya açık kaynak diyorlar, ya da başka şeyler…
Linux dünyasında asıl takdir edilmesi gereken ekipler de çok fazla. GNU’nun yaratıcısı olan “Free Software Foundation”, “Ubuntu”, “Gentoo”, “Pardus”, “Debian”, “Slackware” asıl takdir edilmesi gerekenler.
Sonuç olarak Linux kullananların derdi kaynakların açık olması ya da ücretsiz olması değil. Bunların hepsini zaten kapsayan, daha farklı bir iktisadi anlayışla kurulmuş olan “Özgür Yazılım” anlayışı.
Yani Microsoft veya Sun, ürettikleri birşeylerin kodlarını açsa da, yine kendi patentlerini ve lisanslarını kullanacaklar. Oysa Linux’un güzelliğini getiren şey, patent karşıtı bir sistem olması, özgür olması. Bu yazılımları bu kadar iyi yapan şey de bu.
Loooking Glass ta bunlardan biri olacak gibi gözüküyor. Sun kodlarını açtığı yazılımlarını GPL ile lisanslasın, bunu kesinlikle takdir ederim. Ama Microsofttan bu davranışı hiç mi hiç beklemiyorum :)
Lisans konusunda haklısın. Sun açık kaynağı destekliyor ama çoğunlukla kendi ürünlerinin kullanımını artırmak için. Zaten açsa da bazı durumları şart koşuyor. Örneğin Java sanal makinesinin kodlarını açtı fakat bir makine için yazılan bir uygulama gerekli lisanslar vb. alınmadan diğer bir makinede çalışmazsa suçlu duruma düşüyoruz. Ama şirketer buna da biraz mecbur. Örneğin bu şart olmasa Java’nın birkez yaz heryerde çalıştır kuralı çökecek. Bu gibi sebeplerle yine de patentlerini biraz güvenceye almaları gerekebilir ona karşı çıkmam. Zaten kapalı yazılımlar sayesinde açık yazılımların değerini anlamıyormuyuz. Novell da Virtualisation ile ilgili Microsoft ile ortaklığı sebebiyle önemli kan kaybetti açık yazılım destekçisi yazılımcıları şirketi bıraktı. Umarım artık böyle şeyler yapmaması gerektiğini anlamıştır.