The Second Machine Age, Akıllı teknolojiler devrinde çalışma, ilerleme ve refah kitabı bilişsel süreçleri yapabilen makinaların yani bilgisayarların etki ettiği çevreyi, kişileri, ekonomiyi, sosyal ve kültürel durumu farklı açılardan ele alıp geleceğe farklı bir bakış kazanmanızı sağlayabilir.

Birinci makina çağı, kas gücünü azaltmayı ve bazı durumlarda ortadan kaldırmamızı sağladı. Son aşamada neredeyse her üretim alanında bir ya da birkaç işçinin işini yapabilen en az bir robot kol görmek mümkün.

İkinci makina çağında ise sıra bilişsel ve düşünsel becerilere geldi. Bilgisayarların ve yapay zekanın gelişim kaydetmesiyle ERP yazılımlarının içinde (örneğin SAP için) bir yapay zeka modülü gelebileceğini söylemek çok da yanlış olmaz.

Hem mavi yaka hem de beyaz yaka bugünkü işlerimiz tehdit altında. 5 sene 10 sene daha aynı işveren ile aynı işi yapacağını düşünmek dar bakışlılık olacak.

Yanı başımızda ya da ekranımızda bize yardımcı yapay zeka asistanları türeyebilir. Belki de biz onlara yardımcı olacağız.

Gelir dağılımı dengesizleşiyor ve daha da dengesizleşecek. Temel gelir ile vergilendirme sistemleri de ayrıca ele alınması gereken konular bu yeni çağda.

Beynimizin işlem hızına erişen bilgisayarların piyasaya sürüldüğü ve satın alma gücümüzün bunlara yettiği zamanlar gelecek. İşte o zaman bu zeki makina çağının zirvesine çok yaklaşmış olacağız.

Levent Göktem’in çevirisi ile Erik Brynjolfsson, Andrew McAfee’nin yazarlığını yaptığı The Second Machine Age, kapsamlı bir araştırmanın ürünü. Okuması kolay, sıkmıyor. Bilgisayar çağı etkilerinin güzel bir özeti.

 

the second machine age

The Second Machine Age’ten altını çizdiklerim:

  • “Teknoloji, Tanrı’nın bir lütfudur. Yine bir lütuf olan hayat dışında Tanrı’nın belki de en büyük lütfudur. Uygarlıkların, sanatın ve bilimin anasıdır teknoloji.” Freeman Dyson
  • Sosyal gelişim: Bir grubun, yaşadığı fiziksel ve entellektüel ortamda başarılı olmak amacıyla ustalaşması.
  • Time dergisi, kişisel bilgisayarı 1982’de ‘Yılın Makinesi’ ilan etti.
  • Şu anda bilgisayarlar sayesinde bir kırılma noktasına gelmiş bulunuyoruz. Bir başka deyişle ikinci makina çağına giriyoruz.
  • Martin Weitzman’ın dediği gibi gelişmiş bir ülkenin uzun vadeli büyümesi, doğrudan doğruya teknolojik ilerlemeye bağlıdır.
  • Filozof Michael Polanyi’nin o ünlü sözünde dediği gibi, “Anlatabileceğimizden daha fazlasını biliyoruz.”
  • Bir önceki yıla göre iki kat oranında gerçekleşen artış bir zaman sürdükten sonra, daha ileriki zamanlarda gerçekleşen artışlar, önceki artışları ezer ve önemsizleştirir.
  • Moore yasasının iş dünyasına girdiği yıl olarak 1958’i başlangıç kabul ediyoruz. İki kat büyüme için de süreyi 18 ay olarak alıyoruz.
  • Bugün bilgi işlem alanında farklı bir boyutta olmamızın nedeni, Moore yasasının öngördüğü, istikrarlı ve hızlı bir seyirle gerçekleşen üstel büyümedir.
  • Bahsettiniz şeyi ölçümleyip sayılarla ifade edebiliyorsanız onun hakkında bir şeyler biliyorsunuz demektir. Ne var ki sayılarla ifade edemiyorsanız, bilginiz zayıftır ve doyurucu olmaktan uzaktır.Lord Kelvin
  • Waze uygulamasını kullananların sayısı arttıkça, kullanıcılarına daha fazla yarar sağlıyor. Waze, iktisatçıların “ağ etkisi” diye nitelendirdikleri (bir ürün veya hizmeti kullanan sayısının artması, kullanım değerini de arttırır) durumun klasik bir örneği aslında.
  • Bir film veya kitabın ilk kopyasını çıkarmak çok maliyetli olabilir ama ilave kopyyalar neredeyse bedavaya gelir. İşte bu nedenle çoğaltmanın, kopyalamanın marjinal maliyeti sıfırdır.
  • Atomlardan meydana gelen nesnelerin aksine bitlerden meydana gelen nesneler, kusursuz bir biçimde kopyalanabilir ve ister aynı odadaki bir başka kişiye ister gezegendeki herhangi bir noktaya hemen hemen aynı anda ve ek bir maliyete girmeden ulaştırılabilir. Nesnelerin bedava ve mükemmel olması ve bir yerden başka bir yere anında ulaştırılabilmesi birçok ürün için mantıksız bir beklenti gibi görünebilir ama dijitalleştirilen bilgi miktarı arttıkça bu kategoriye giren ürün sayısı da artacaktır.
  • Dünyanın en popüler on sitesinden altısı, içeriği kullanıcılar tarafından yaratılan siteler..
  • İçeriğin kullanıcı tarafından üretilmesi, insanların kendini ifade etmesine ve birbirleriyle iletişim kurmasına zemin oluşturuyor. Böylece insanlar kendilerini daha iyi hissediyor.
  • “Gelecek on yılda en seksi işlerden birinin istatistikçilik olduğunu söyleyip duruyorum ve şaka yapmıyorum.” Hal Varian
  • “Büyük fikirlerinizin olması için kafanızda bir dolu fikir olması gerekir.” Linus Pauling
  • “İcat etmek, halihazırda mevcut olan bir şeyin içinde o icadı bulmaktır.” Brian Arthur
  • “Ekonomik büyüme, insanların kaynakları alıp onları daha değerli kılan şekillerde yeniden bir araya getirdikleri zaman gerçekleşir… Keşfedilmeyi bekleyen ne kadar çok fikir olduğunu bir türlü anlayamıyoruz. Olasılıklar birbiri üstüne eklenmez. Birbirlerinden türeyerek çoğalırlar.” Paul Romer
  • Yapıtaşlarının farklı şekillerde yeniden bir araya getirilmesine dayalı inovasyon görüşü doğruysa karşımıza yeni bir sorun çıkıyor. Yapıtaşı sayısında büyük bir artış yaşanırken asıl zorluk, hangi kombinasyonların gerçek manada değer ifade edeceğidir.
  • Bilişsel işleri yapabilen makineler, fiziksel işler yapabilen makinelerden daha önemlidir. Modern yapay zeka sayesinde artık bu makineleri üretmek mümkün.
  • İkinci makine çağı, daha önceki çağların tümünü gölgede bırakacak.
  • “Ekonomik yanılgıların çoğu, ortada tek bir sabit pasta bulunduğu ve bir tarafın mutlaka diğer tarafın hakkını yediği şeklindeki kanıdan kaynaklanır.” Milton Friedman
  • Ekonomimiz değiştikçe kriterlerimiz de değişti. İkinci makine çağında artık nesnelere değil fikirlere, maddeye değil akla, atomlara değil bitlere, işlemlere değil etkileşimlere bakıyoruz.
  • Hiçbir maddi değeri olmayan dijital ürünlerin sayısı her yıl artarken bu geleneksel GSYH yaklaşımı giderek işe yaramaz hale geliyor. İkinci makine çağı genellikle “bilgi ekonomisi” olarak adlandırılır.
  • Şeffaflıktaki artışın, küçük ve bağımsız restoranlara, büyük zincirlere karşı rekabet etme gücü kazandırdığını saptadı.
  • İkinci makine çağında üretim, fiziki ekipman ve yapılardan çok, şu dört gayri maddi varlık kategorisine dayanıyor: fikri mülkiyet, örgütsel sermaye, kullanıcı eliyle üretilen içerik ve beşeri sermaye.
  • “Zenginlerle yoksullar arasındaki gelir dengesizliği, tüm cumhuriyetlerin en eski ve ölümcül hastalığıdır.” Plütark
  • Uzmanlar günümüzde 2 dakikalık süre içinde çekilen fotoğraf sayısının, tüm on dokuzuncu yüzyıl boyunca çekilen fotoğrafların tamamından fazla olduğunu tahmin ediyor.
  • Race Against The Machine
  • Beceri odaklı teknolojik değişim, beşeri sermayesi daha fazla olan insanları ön planda tutuyor.
  • Yeni teknolojilerden en verimli yararlanma şekli, bir insan işçiyi atıp yerine bir makine koymak değil, süreçleri yeniden yapılandırmaktır. Yine de bazı işçiler, genellikle de en az vasıflı olanlar, üretim süreçlerinden çıkarılacaktır.
  • Hemen her ekonomide teknolojinin yardımıyla emek, yerini sermayeye bırakıyor. Bu, yıllardır böyle.
  • Üretkenlik artarken emeğin değeri artmıyorsa neyin değeri artıyor peki? Bu sorunun cevabı büyük oranda “fiziki sermaye sahipleri”dir.
  • Sermayenin düşük maliyetle çoğaltılabildiği bir dünyada (bilgisayar çiplerini ve hatta yazılımlarını düşünün) sermayenin marjinal değeri de toplamda daha çok sermaye kullanılsa bile düşme eğilimi gösterecektir.
  • “Sıradan 50 kişinin işini tek bir makine yapabilir ama olağanüstü bir insanın işini hiçbir makine yapamaz.” Elbert Hubbart
  • Ancak Google sadece bir tanesinin, Waze adlı uygulamanın 1 milyar dolardan fazla para edeceğini düşünüp bu uygulamayı satın aldı.
  • Düşük marjinal maliyetlerin üretim tarafında ölçek ekonomisi yaratması gibi ağlar da talep tarafında ölçek ekonomisi yaratır. İktisatçılar buna ağ etkisi de der.
  • Teknoloji sadece marjinal maliyetleri düşürmüyor. Birçok durumda sabit maliyetleri, envanter maliyetlerini ve arama maliyetlerini de aşağı çekiyor.
  • Zaman içinde ortalama gelir, medyan gelirde hiçbir artış meydana gelmeksizin yükselebilir. Veya çoğu insanın gelirinde hiçbir artış olmaksızın da artabilir. Kuvvet yasası dağılımları, sadece eşitsizliği artırmakla kalmaz, içgüdüsel bilgi ve inançlarımızı da altüst eder.
  • “Kalkınma hamlesi, bolluk içinde yaşayana daha fazla bolluk sağlayarak değil, muhtaç insanların durumunu iyileştirmekle başarıya ulaşır.” Franklin D. Roosevelt
  • Medyan ailenin gelirindeki artışı, konut, sağlık ve yüksek öğrenim alanlarındaki maliyetlerle karşılaştırdı. Ailelerin geliri o süre zarfında yüzde 20 civarında artarken konut ve yüksek öğrenim maliyetleri yüzde 50 ve sağlıktaki maliyetler de yüzde 150 artış kaydetmişti.
  • Gelir eşitsizliğinin yüksek olmasının, insanları daha çok çalışmaya sev edeceğine ve genel ekonomik büyümeyi artıracağına dair bir görüş söz konusu. Ancak gelir eşitsizliğinin büyümeyi yavaşlatması da gayet olasıdır.
  • Burada en büyük kaygımız, ekonomik eşitsizliğin, politik eşitsizliği arttırmasıdır. Politik açıdan güçlenen kesimler, daha fazla ekonomik çıkar elde etmek için bu gücü kullanacak, kartları kendi ellerine göre dağıtacak ve bunların sonucunda da ekonomik eşitsizlik daha da derinleşecektir. İçinden çıkılması mümkün olmayan bir kısır döngü oluşacaktır. Ve bizler şu anda o kısır döngünün tam da ortasında duruyor olabiliriz.
  • Teknolojinin yarattığı bolluğun, yine yaratıcısı olduğu uçurumu telafi etmesi bir tarafa bu uçurumun, gelecekte bolluğu da ortadan kaldırmasından kaygılıyız.
  • John Bates Clark 1915’teki bir yazısında şöyle diyordu: “Mevcut ekonomik sistem, son derece dinamik bir yapıya sahip. Bu nitelikteki bir ekonomik düzende işsizlik olması kaçınılmaz bir durumdur. İşsizliğin tamamen ortadan kalkması mümkün olmadığı gibi doğal bir durum da değildir. İşçilerin refahı, gelişmenin devamına bağlıdır. İşçiler geçici bir süre işsiz kalmadan da gelişme kaydetmek mümkün değildir.
  • Uzun sözün kısası, kapitalizmin yaratıcı güçleri, elde hazır bir işgücü stokunun bulunmasını gerektiriyordu. O işgücü stokunu da teknolojinin daha önce işsiz bıraktığı işçiler meydana getiriyordu.
  • İnsan işçilerin yerini daha gelişmiş makineler aldıkça, aynı becerilere sahip insanların ücretlerinin gerileme ihtimali de artacaktır.
  • Birine bir işin nasıl yapılması gerektiğini kesin talimatlar vererek anlatırsanız, aynı işi yapacak bir bilgisayar programı da yazabilirsiniz.
  • Fikir üretme birçok biçimiyle bugün, insanların bilgisayarlar ve makinelerden daha iyi yaptığı bir iştir.
  • Tahminimizce fikir üretmede başarılı insanlar, uzunca bir zaman makineler karşısındaki üstünlüklerini koruyacaktır. Bu yönleri kendilerini aranılan insanlar yapacaktır.
  • Kevin Kelly’nin dediği gibi “Gelecekte maaşınızı, robotlarla ne kadar iyi çalıştığınıza bakarak belirleyecekler.”
  • Veri maliyeti ucuzladıkça, veriyi yorumlama ve kullanma becerisi de kıymete biner.
  • “Giderek ucuzlayan ve bollaşan bir şeyin vazgeçilmez tamamlayıcı unsuru olun.” Hal Varian (Google Baş Ekonomisti)
  • Moravec Paradoksu
  • Teknoloji, eğitimin ayak uyduramayacağı kadar süratle gelişirse eşitsizliğin genellikle arttığını görürüz.
  • “Çalışmak, insanı üç kötülükten korur: can sıkıntısı, ahlaksızlık ve yoksulluk.” Voltaire
  • “En basit çözümün en etkili yöntem olacağına artık kesin olarak inanıyorum. Yoksulluğun çaresi, artık çokça konuşulan önlemi yani garantili geliri hayata geçirmektir.” Martin Luther King
  • Sırf para kazanmak anlamında değil, diğer birçok artısı nedeniyle de çalışmanın önemi büyüktür. Mesela çalışan insan, kendini değerli görür. Toplum içinde kendine yer bulur, başka insanlarla temas halindedir. Sağlıklı değer yargılarına sahiptir. Sistemli bir hayat sürer. Saygınlığı vardır.
  • Dünyanın her yerinde insanlar, çalışmak suretiyle can sıkıntısı, ahlaksızlık ve yoksulluktan kurtulmaya uğraşıyor ve ustalık, otonomi ve amaç sahibi olmak peşinde koşuyor.
  • Temel gelirden de iyi: Negatif gelir vergisi
  • Daha az görmek istediğin şeylerin vergisini yükselt, daha çok görmek istediğin şeylere desteği arttır.
  • Paydaş ekonomisi şirketleri, insanın emeğini azaltmak şöyle dursun, arttıran inovasyonlara güzel bir örnek teşkil eder.
  • Yeni Dijital Çağ – Eric Schmidt ve Jared Cohen
  • Daha fazla şey öğrenme becerimizle başkalarının bizim hakkımızda daha fazla şey öğrenmesini engelleme becerimiz arasında gerçek bir çekişme var. Bilginin analog ve yerel olduğu devirlerde, fizik yasaları kendiliğinden bir mahremiyet bölgesi yaratmıştı. Dijital dünyadaysa mahremiyet ancak özel kurumlar, teşvikler, yasalar, teknolojiler veya normlar sayesinde elde edilebilen bir ayrıcalık oldu.
  • “Yakında bizden daha zeki varlıklar üreteceğiz. O gün geldiğinde, insanlık tarihi de bir tür tekillik noktasına ulaşmış olacak. Bir kara deliğin merkezinde iç içe geçmiş zaman ve uzayı birbirinden ayırmak ne kadar zorsa bu entellektüel geçişi durdurmak da o kadar zor olacak ve dünya bizim aklımızın çok ötesinde bir yer haline gelecek.” Vernor Vinge
  • Belki bir gün, beynimizi aynen taklit edebilen hatta hızla gelişen beyin tarama ve haritalama becerilerimizi kullanan dijital araçlar yapmaya başlarız. Bunu başardığımız gün, o dijital beyinler, bizim beyinlerimizi de bir üst boyuta taşıyacak, belki de beyinlerimiz birleşerek entegre olacaktır. Veya belki de bu zeki makineler, kendi varlıklarını idrak edecek noktaya ulaşacaktır.