Var mısın yok musun ve benzeri programlar türedi; Çok da tuttular. Nerede borçlu, takıntılı, paraya ihtiyacı olan kişi varsa toplayıp bunları yarıştırmak moda olmuş.

Bu programları izlediğim söylenemez. Ancak bunlar hakkında konuşup, heyecanla anlatanları görünce şaşıyorum.

Merak edip izledim bir iki bölüm. Ortada kutular, bir kişi tek tek seçer ve en yüksek parayı almaya çalışır. Daha doğrusu şanslı ise düşük miktardaki para kutularını eler.

Ancak oyun sadece şans meselesi değil. Yarışmayı yapanlar ortaya insanın açgözlülüğünü de koymuşlar.

İşin sonunda kazanılan para için sevinç veya kaybedilen için üzüntü yaşanıyor. Kaybedilen bir şey yok aslında ; Çünkü yarışmaya gelirken elde var sıfır. Burada bir televizyonculuk hilesi var zaten. Bağlılık ve biraz heyecan yaratma uğruna insanların duygularıyla oynuyorlar.

Para tekliflerinden birini kabul etti diyelim yarışmacı. Sonrasında yaşananlar çok komik. Hadi bakalım devam etseydi aldığı paraya sevinsin mi sevinmesin mi? Sana ne!. Olmaz böyle bir şey. Olan olmuş artık, rahat bırak insanı.

Burada bitmez, devam etmeli heyecan. Kalan kutuları açarken verilen bir reklam arası, eminim ki kişinin kazandığı miktardan daha fazla getiri sağlıyordur yayıncıya.

Katılanlar da paraya ihtiyacı olan kişiler genelde. Özellikle kredi kartı borçlularına dikkat ettiniz mi? Bankacılık sistemimizin battığını bu programdan daha çok duyuran ne var? Bunu anlayıp önlem alan var mı? Her şey ortada, bu programa da gerek yok sistemin milleti borçlanmaya sürüklediğini görmeye.

Herkes açsın kutuyu, saklanacak bir şey kalmadı..