Yeni nesil gençlik nereye gidiyor? Gençlerin alışkanlıkları neler? Ne yer ne içer bu insanlar? Aldıkları eğitim yeterli mi, nasıl olmalı? Gençlerin psikolojisi ne durumda?

CnnTurk kanalında yayınlanan “Yeni Nesil Gençlik” konulu Gündem Özel programını izlemenizi tavsiye ederim. 3 saate yakın programı izleyemeseniz bile açın dinleyin. Deniz Bayramoğlu’nun sunduğu programdaki konular eğitim bilimci-yazar Dr. Özgür Bolat, eğitim ve başarı programı yapımcısı Ece Karaboncuk, eğitimci-psikolog Prof. Dr Üstün Dökmen, teknoloji Yazarı Serdar Kuzuloğlu ve diyetisyen Özge Öçal.

Yeni Nesil Gençlik’ten altını çizdiklerim ve yorumlar:

  • “İnsanlar, araçlarının araçları haline geldi.”: Sokakta yürürken sürekli telefonunu kontrol eden, bir şeyler yazan insanlar var. Yeni nesil zombi tarifi yapanlar da var. “Akıllı” telefonlarımız var artık; Kendilerine dokunulmasını, kendileriyle zaman geçirilmesini seven, bencil sevgili modunda..
  • “İnsanlar ilk defa anne babaya bir şeyler öğretir hale geldi.”: Bu biraz da teknolojinin çok hızlı gelişmesinden kaynaklı. Büyükler, özellikle de teknoloji dışı iş alanları dışında çalışanlar zamanın gerisinde kalabiliyor. Çocuklar ise doğrudan bu teknoloji yoğunluğu içinde doğup büyüdüklerinden her zaman büyüklerini bilgileriyle şaşırtıyor.
  • “Eskiden yüksek teknoloji ile buluşmak için işe gidilirdi, şimdi ise eve gidiliyor. İş araçları teknolojik açıdan evdeki araçlardan daha ilkel hale geldi.”: Endüstri 4.0 seviyesinde üretim yerlerine henüz sahip olmadığımız için iş araçlarımız rutin işleri yapabilecek istenen hızları yakalıyorsa teknolojisi 20 yıllık bile olabiliyor. Eve gitme durumu kişisel sahiplik olarak yorumladığımızda cep telefonlarımız bile iş araçlarımızdan kat kat ileride.
  • “Eğitim yaz boz tahtasıdır.”: Kanayan yara, bir türlü durdurulamıyor. İşin daha kötü tarafı herkes ayın fikirde ancak yaranın kanamasına alışmış durumdayız. Sürekli sistem değişiyor. Güncel sistem bilgisi veren uzmanlar bile türedi.
  • “Gerçekler artık bizi tatmin etmiyor. Gençler sınıfta kalmıyor. El bebek gül bebek yetişiyor. Sonucunda iş yerindeki gerçekler bizi tatmin etmiyor.”: Başarısız olursan sınıfta kalırsın. Bu olması gereken şey. Ancak olmuyor. Her sene sınavlarda sıfır çekme rekorları kırılıyor. Gençler başarısızlıklarının farkına varmadan yetişiyor ve mezun oluyor. Sonunda iş hayatı kafalarına tuğlayı geçiriyor.
  • “Sonsuz iştah, doyumsuzluk…”: Büyük sorun. İnsan doğası mı acaba?
  • “Tablet, ekran dünyası çok dinamik. Gerçek hayat böyle değil.”: Şlik şlak ekranlar değişiyor. Beğenmediğiniz yorum sahibini engelleme süreniz 5 saniyeyi geçmez. Ancak günlük hayatta gerçeklerle yüzleşip bunlarla yaşamayı öğrenmek gerek.
  • “İdeal normlar yaratılır. Bu normlara göre insanların eksik olduğu hissi yaratılır ve satış gerçekleştirilir.”: İşte bütün puştluk burada dönüyor. “Sen eksiksin, aşağılıksın…” denmiyor tabi ki. Ancak yapılan reklemler bu hissi yaratıyor insanlarda. Ve sonunda o nesneye sahip olduktan sonra suni bir memnuniyet oluşuyor. Sonra saman alevi gibi kayboluyor ve sonsuz döngü sizi içine hapsediyor.

yeni nesil gençlik

  • “Aile ile çocuk arasında göbek bağının kesilememesi. Zayıf olan çocuklarını yanında tutar.”: Bak ben sana baktım, sen de bana bak!
  • “Yaşadığımız an ile hatırlamak istediğimiz an farklı. Anın tadını çıkarmak yerine başkalarının bizim o anı nasıl yaşadığımızı görmesini daha çok önemsiyoruz.”: Özellikle fotoğraf paylaşım olayları, son dönemde video paylaşımı ve canlı yayın özellikleri bu “Bak ne kadar mutluyum, ne kadar manyağım, çatlayın!” psikolojisine hizmet ediyor.
  • “Sosyal medyanın onay mekanizmaları ile kendimizi beslemeye çalışıyoruz.”: Bas küfürü, yapıştır lafı, koy fotoğrafı. Beğeniyorlar mı, evet, devam et.
  • “Merak olursa otorite sarsılır.”: Ak sakallının dediğini yapman lazım yoksa taş olursun. :)
  • “Merakın oluşabilmesi için müfredatın bilgiden kurtarılması lazım.”: Eğitim sistemi yaklaşımının kökten değiştirilmesiyle alakalı aslında. Ne kadar çok ezber o kadar itaat. Ezber azalıp yorum arttıkça hayal güçleri de genişleyecek gençlerin.
  • “Geçmişe ilişkin pişmanlıklarımız ile geleceğe karşı duyduğumuz kaygılarımız bizi erozyona uğratır.”: Bu iki durum girdap gibi bizi içine çekip boğabilir. Kolay değil ama kurtulmak gerek bunlardan.
  • “Gelecek amaç değil sonuç olmalıdır.”: Sonuca gelecekte ulaşmak amacı anı yaşarken gerçekleştirmeyi gerektiriyor. Yaptığımız ne var ise bir amaç doğrultusunda olmalı.