Fedailerin Kalesi Alamut, Hasan Sabbah‘ın hayatını adadığı büyük cennetin fedaileri projesini anlattığı, Wladimir Bartol’un eseri.

Tarihi romanların güzel bir kurguyla anlatılmasını seviyorum. Alamut Kalesi’nin gerçeklik payı da yüksek gerçi.

Hasan Sabbah’ın ölümü hiçe sayan fedailer yetiştirme süreci, bu fedailere yaptırdıkları anlatılıyor. Ayrıntı vermeyeceğim.

“Beyin nasıl yıkanır?”, “İnanmış insan neler yapabilir?” gibi soruların yanıtları için güzel örnekler var.

Alamut Kalesi kitabından altını çizdiklerim:

  • İnsanın ruhu, düşünceleri, arzuları, şayet büyük bir engel onlara mani olmasa, bir kartal gibi uçup gidebilirlerdi. Bu engel tüm zaafları ile kendi vücudumuzdur.
  • Yüksek bir emele hizmet edebilmek için zaaflarını yenmek…
  • Çöldeki aç bir çakal, kafesteki tıka basa tok bir aslandan daha mutludur.
  • Herkese kişiliğine uygun biçimde devranın ve insanları yavaş yavaş kurulu düzeni sorgulamaya yöneltin.
  • İnsanları korkutmaktan özellikle kaçının. Kendinizi mümkün olduğu kadar alçakgönüllü ve azla yetinen kişiler olarak tanıtmaya gayret edin. Bulunduğunuz yerin gelenek ve göreneklerine saygı gösterin ve karşınızdakileri kazanmak için bazı fedakarlıklar yapmaktan kaçınmayın. Sizi dinleyen her insan, sizin çok akıllı ve tecrübeli olduğunuzu kabul etmeli ve buna rağmen ona değer verdiğinizin de farkında olduğunu anlamalı.
  • Tecrübe göstermiştir ki insanlar para ödedikleri işlere daha bağlı kalmaktadırlar. Onlardan aldığınız bu paralardan azar azar müminlere dağıtın.
  • İnsanların mutluluk, aşk, sevinç olarak adlandırdıkları şeylerin hepsinin yanlış faraziyeler üzerine kurulu yanlış hesapların bir birikimi olduğunu keşfeden herkes, kalbinde sadece korkunç bir boşluk bulacaktır. Bu sersemlikten kurtulmanın yegane yolu ise kendisinin ve başkalarının yaşamlarıyla kumar oynamaktır. Bunu başarabilecek yeteneğe sahip olan kişiler istedikleri her şeyi yapabilirler.
  • Hepimiz, geleceğe çok fazla önem verdiğimizden, bugünün tadını yeterince çıkaramıyoruz.

Alamut Kalesi kitap

  • Tereddüt içinde bocalamak ve ebedi bir arayış içinde olmaktansa, sağlam bir dala tutunmayı tercih etmişlerdi. Sadece cahil halk değil, okumuş ve bilgili kişiler de ulaşabilen bir yalanı, ulaşılamaz bir gerçeğe yeğ tutuyorlardı.
  • Tahsilin gençliğe, eğlencenin de yaşlılığa ihtiyacı vardır.
  • Eğer birisi insanları kullanmak, onları sadece bir araç olarak görmek istiyorsa, yapacağı en iyi şey onların sorunlarına uzak durmaktır.
  • Korkak bin kere, cesur ise bir kere ölür.
  • İnsanlar idrak yetenekleri ölçüsünde bu dünyada bir yer edinirler.
  • Ben insanlığı iki gruba ayırıyorum. Bir tarafta ne ve nerede olduklarını bilen bir avuç insan; diğer tarafta da bunu bilmeyen kitleler. İlk grup önderlik etmekle, ikincisi de onları izlemekle görevlidir. İlki anne babanın, ikincisi de çocukların rolünü üstlenmiştir. İlki mutlak olana asla ulaşılamayacağını bilir, ikincisi de ona ulaşmayı arzular. İlkinin elinden, diğerlerinin ruhlarını masallar ve hayal mahsulleri ile doyurmaktan başka ne gelir ki?
  • Şeylerin kendileri, bizi mutlu veya mutsuz kılmazlar. Aksine bunu yapan, onlardan edindiğimiz izlenimler ve yanlış algılamalardır.
  • Biliyoruz ki bizler, görünen gerçeklerin çok küçük bir noktasının efendisi ve sonsuz büyüklükteki bilinmeyenin kölesiyiz.
  • Bir kadın düşünmeye başladı mı tehlikeli oluyor demektir.
  • Bizler fedaileriz, bunun anlamı ölüme adanmışlar. Fakat ölümden sonra hak edeceğimiz ödülü görme ayrıcalığını kazandık. Ölüm bizi korkutamaz artık.
  • Bir fedai için tamamlanmış bir görevin sonundaki ölüm mutluluk demektir.
  • Ciddiye alınması istenen bir zafer için, ciddiye alınacak düşmanlar gereklidir.
  • En kudretli müttefikleri zamandan başkası değil aslında!
  • Başladığım işi bitirmek zorundayım. Kalbim karşı çıksa bile bunu yapacağım. Çünkü büyük olan her şey insani olan her şeyin karşısında bulunmalıdır.
  • İktidara bizim yardımımızla kavuştu ve her yeni despot gibi önce borçlu olduklarından kurtulmak isteyecektir.
  • Bir girişimin nihai başarısı daima ilk yapılan bir plan ile onun gerçekleşmesine yardımcı olan beklendik ve beklenmedik etkenlerin bir sonucudur.
  • Canlı ve sağlam kalmak isteyen yapı, hiç durmadan kendisini geliştirmek zorundadır.
  • Hiçbir şey gerçek değildir, her şeye izin verilmiştir.
  • Kendilerini tutsak olarak hissetmedikleri müddetçe tutsak değildirler.