Doğanıza sadık kalın. Eğer yavaş ve dengeli çalışmaktan hoşlanıyorsanız başkalarının sizi sanki yarışmak zorundaymışsınız gibi hissettirmesine izin vermeyin. Şayet derinlikten keyif alıyorsanız genişliğin peşinden koşmak için kendinizi zorlamayın. Aynı anda birçok işle uğraşmaktansa tek bir iş yapmayı tercih ediyorsanız bildiğiniz yoldan şaşmayın. Ödüller karşısında görece umursamaz kalmak size kendi yolunuzdan gitme gücü verir. Bu bağımsızlığı iyi sonuçlar için kullanıp kullanmamak ise size kalmış.
Konu Başlıkları
İçerik Tüketim Sorunsalı
Kitap okumak, oyun oynamak, film ve dizi izlemek gerçekten zaman alan eylemler. Bunlarda genel olarak seçici olmayaca çalışıyorum ancak uzun listeler oluşabiliyor.
Okumadığımız kitapları, oynamadığımız oyunları, izlemediğimiz filmleri ve dizileri satın alıyoruz. Sahip olduğumuz içeriğin büyük kısmını tüketemiyoruz. İçinde bulunduğumuz çağ içeriğin bol, tüketimin son derece verimsiz olduğu bir dönem.
Her içeriği tüketmeye çalışmak gerçekten gerekli mi? Zamanı harcanacak ya da harcanması gereken bir kavram olarak görüyorsak şuursuzca içerik tüketmeliyiz. Zamanı değerlendirme amacında ve değer katılacak bir kavram olarak görüyorsak da karşımıza çıkan içerik açısından daha seçici olmalıyız.
Diploma önemini nasıl kaybetti, yetkinlik nasıl önem kazandı?
Okulda bir şeyler öğrenirken “Bunu ne zaman kullanacağım, ne işime yarayacak?” ya da “Çalışma hayatında ilk yılların, okulda öğrendiklerini unutmaya çalışarak geçecek!” gibi cümleler duymuşuzdur.
Gelmiş geçmişlerin kurduğu bir sistem ile eğitilip sonucunda bir kağıt alıyoruz. Sistem içerisinde yaşayan çoğu kişi için bu önemli bir gösterge.
Özellikle bilgi/teknoloji odaklı şirketlerde diplomaya çok dikkat edilmediği vurgulanmaya başladı. Yanıtlamamız gereken soru: Diplomanın gereksizliği sektörel bir durum mu yoksa genel eğitim sisteminin yetersizliği gösteren bir durum mu?
Diplomanın önemsizleşmesinde bilişim sektörü öne çıkıyor ama eğitim sistemleri de koca bir balondan ibaret olabilir.
Krizde ne yapmalı?
Yetkili insanlar çeşitli kelime oyunlarıyla geçiştirseler de son birkaç ayda paramız ciddi değer kaybetti. Son 16 yılın en yüksek enflasyon rakamlarını görünce, cebimizden çıkan paranın giren paradan çok olacağını idrak etmek gerek. Lise ve üniversite sınavlarındaki matematik başarı oranı ile bunu idrakta da sıkıntı çıkacağını düşünüyorum, tabi bu ayrı bir mesele.
Her krizin içinde dar bir mecraya hitap etse de çeşitli fırsatlar var. Bu fırsatları görmek, gereken önlemleri almak, daha sık plan yapmak, harcamaları azaltmak ya da yok etmek krizin gereklilikleri..
İşinizi robot gibi yapıyorsanız robotlar sizi işsiz bırakabilir!
İşi robot gibi yapmayı genel olarak ikiye ayırabiliriz:
Emek yoğun, belli bir döngü için sürekli tekrarlanan işler kolaylıkla otomasyon projelerinin hedefi haline gelebilir. İşin kabaca yüzde 80’i fiziksel olarak robotlaştırılıp kalan kısmı yine insan kontrolünde paylaştırılabiliyor. Bu kaçınılmaz bir durum ve hızla gerçekleşmeye/yayılmaya devam ediyor.
Biliş yoğun, biraz daha ofis ortamına kaçan işlerde çalışanlar rahat olduklarını düşünüyorlar. Ancak yapay zeka (ileri veya başlangıç seviyesi fark etmez) düşünsel çaba gerektiren işleri de kolaylıkla alabilir. Orta yaşlarda olan benim gibiler bunu emekli olmadan görecektir.
Standartlar önemli. Her işi standartlaştırmaya çalıştık her zaman. Standart dışı olmanın vakti geldi. İnsan ve teknoloji karışımı bir iş hayatında, robotun ya da yapay zekanın yapamayacağı birkaç bir şey gerek..
Otomasyon çağında sahip olunması gereken 10 özellik
İleri teknoloji olarak adlandırabileceğimiz alanlar için yapay zeka, nano-biyo teknoloji, kuantum bilgisayarlar, şeylerin interneti, otonom araçlar vb. sayılabilir. Bu iş alanları açıkçası ülkemizde yok. İşin acı gerçeği, ülkemizde ileri teknoloji üretme namına öne çıkan pek bir şirketimiz yok mevcut zamanda.
Genel olarak bu çağda bazı özellikler iş hayatımızı devam ettirmemize ve geliştirmemize yardımcı olabilir. Guthrie Jensen’in derlediği 2020 ve sonrası iş hayatında avantaj sağlayabilecek yetenekler:
- Karmaşık problem çözümü: Endüstriler arasındaki ilişkilere hakim olup ortaya çıkması muhtemel sorunlara yaratıcı çözümler getirebilmek yapay zeka ile baş edebilmenin en önemli yolu.
- Eleştirel düşünce: Verileri anlamlı yorumlara dönüştürebilen insanlar, özellikle farklı alanların iç içe geçmesiyle birlikte daha değerli hale gelecek.
- Yaratıcılık: Rastgeleliğin kalitesi ve fikirlerden yola çıkarak bir şeyler üretebilmek hem bugün hem de gelecekte kazanmanızı sağlayacaktır.
- İnsan yönetimi: Robotlar analitik ve matematiksel yeteneklere sahip olabilir ancak insanları anlamak ve liderlik etmek için yine insanlar gerekecek.
- Başkalarıyla iş birliği halinde çalışma: Etkili iletişim ve takım çalışması yetenekleri de gelecekte öne çıkan özellikler arasında olacak.
- Duygusal zeka: Empati ve merak gibi duygusal zekanın yüksek olduğunu gösteren özellikler gelecekte işe alım yapan yöneticilerin önceliği olacak.
- Yorumlama ve karar alma: Çok fazla veriyi, veri analiz yöntemleriyle anlamlı sonuçlara dönüştürebilmek ve bunun üzerine kararlar alabilmek, bilgi çağında ihtiyaç duyulan bir yetenek.
- Hizmet oryantasyonu: Müşterilerin sorunlarını anlayıp onlara faydalı hizmet ve destek sağlayabilecek çalışanlar her şirketin ihtiyacı olacak.
- Pazarlık: Diğer şirketlerle ve insanlarla pazarlık edip iki tarafa da faydası dokunan çözümler üretebilmek, ilgili sektörlerde çok işe yarayacak bir özellik.
- Bilişsel esneklik: İçinde bulunulan duruma göre farklı kişilikler benimseyebilme, birden fazla endüstride yer alacak gelecek şirketleri için bir gereklilik halini alacak.
Kültür, stratejiden büyüktür!
Daniel Coyle, yaptığı gözlemlerin sonucu: Kültür, paylaşılan bir hedefe erişmek için çalışan insanların oluşturduğu bir yaşayan ilişkiler bütünüdür. Bir oluş değildir. Bir eylemdir. Ve bu eylem üç kritik yetkinlik gerektirir:
- Güven ortamı inşa etmek (Aidiyet ve kimlik için insanların birbirine güvenmesi gereklidir.)
- Yaralanmaya açık olmak (Birbirine güvenen insanlar, ilişkilerinde risk alabilirler ve yaralanmaya açık hale gelirler.)
- Ulvi amacı ortaya koymak (Yazılı ve sözlü tüm anlatılar ortak amacı ve değerleri biçimler.)
Sanırım ülkemizdeki şirketlerde kültürün kendisi bir oluş olarak algılanıyor. Kültür eyleminin olup olmadığı sorgulandığında daha birinci maddeye göre en az %80 eleme yapabiliriz kanımca.
Basit bir yemek yapmak için malzemeleri seçerek alırsınız; Keser, doğrar ve uygun hale getirirsiniz; Tencereye atarsınız. Ateş uygun şekilde açılır ve ara ara karıştırılır; Kıvama gelip gelmediğini görmek için de tadına bakarsınız.
Bizdeki kültür kavramı da genel olarak, malzemeye alıp, kesip doğrama işlemini yaptıktan sonra tencereye atma aşamasında kalıyor. Bu yüzden oluşta kalıyoruz, yemeğin o aşamada olduğunu sanıyoruz. Yemeği tamamına erdirebilsek olması gereken eylem gerçekleşecek.
First, Fast and Correct…
İlk, hızlı ve doğru olmak bir girişimde aynı anda çok nadir bulunur. İkisi çok iyi olur. Profesyonel olmak istiyorsanız bunlardan herhangi biri yeterli.
