Linux‘un ne olup olmadığı konusunda az çok fikir sahibiyim. Ancak daha önce hiç kullanmamıştım. Blogcular arasına katmaya çalıştığım Fatih‘in önerisiyle SUSE Linux‘u kurdum. Kendisine sonsuz teşekkür borçluyum bilgisini paylaştığı için.
Kurulum sırasında önce sistemin sabit diski görmemesinde acaba yanlış, eksik bir şey mi yaptım diye kuşku ederken ürünün bozuk çıkması içimi rahatlattı :) Kurulumda dil seçenekleri kolaylık sağlamakta. Türkçe, ingilizce ve daha onlarca dil desteği mevcut. Türkçe’yi birinci dil atadığımda “Seçilen dilde tam çeviri olmayabilir.” uyarısından sonra her şey uyumlu olsun diye ing. devam ettim yola. Klavye dil seçimi ve ikinci dil atama da koyulmuş (kurulumdan sonra değiştirilebilir). Acemilikten, hiç bölümleme aracına dokunmadan, dikkatli şekilde adım adım kurulum gerçekleşti. Bir de güncelleme kısmı vardı. Bu güncelleştirmeler biraz uzun sürdü. Zamandan kazanmak için bunların kurulumdan sonra yapılması da mümkün.

Linux’a geçişim tam da VI. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği‘ne denk geldi. Penguenlerin bir arada olup eğlendiği, fikirlerini paylaştığı eğlenceli bir ortam olmuştur. Bir sonraki şenlikte biz de bulunuruz belki.

SUSE Linux’u dvd şeklinde indirip kurduktan sonra asıl meseleye geldi sıra. Temel ihtiyaçları hangi programlarla nasıl karşılarız? Önemli sorular:

  • İletişim için emesenin burada bir versiyonu var mı?
  • Müzik neyle dinlerim? (tek tek şarkı çalan, liste yapılamayan realplayer bizi kesmez)
  • Film, özellikle divx nasıl izlenir? Kodekler nerede bulunur, nasıl kurulur?
  • KDE, Gnome da neymiş?

Bunlar gibi sorunların az çok cevabını buldum. Başlangıçlar her zaman zordur. Madem başladık sonunu da getirirz…