Gelecek 50 Yıl, John Brockman‘ın editörlüğünde 25 bilim adamınının önümüzdeki elli yıl içinde çeşitli konularda ne düşündüklerini belirttikleri makalelerinden oluşuyor.
Daha on yirmi yılın neler getireceğini tahmin edemezken elli yıllık bir öngörüde bulunmak hiç kolay değil. Gelecek 50 Yıl‘daki bilim adamları olaya gerçekten farklı bakıyorlar. Sağdan soldan birçok kavramı birleştirip yorumlamışlar.
Bazı konular hakkında biraz ben sıkayım. Elli yıllık mı derseniz değil tabi ki ama gidişat böyle.
Duygular nereye gidiyor? Sokaklarda ruh gibi gezen insanlar. Yüzyüze konuşmaların yerini monitördeki ufak bir pencere aldı. Aynı konuşmaların yüzyüze olanlarında “:) :D” gibi ifadeleri yüzlerde göremiyorsunuz. Mahkeme duvarı gibi surat var insanlarda. İfadesizleşip donuklaşıyor insanlar. Analitik düşünce arttıkça duygusal düşünme, ifade köreliyor sanki.
Çip takar mıyız? Kesin takmaya bir şeyler çıkar. Bunlar belki hafızamızı, belki körelmiş yeteneklerimizi arttırmaya yarar. Ancak elektronik her alet kontrol edilebilir. Peki insanlar bu çipleri taktı diyelim. Ya birinin keyfi kaçıp çipleri kapatırsa ne olacak?
Su savaşları çıkabilir. Petrol için bu zamanda nasıl savaşıyorsa ülkeler gelecekte de hayat kaynağı olan su için de savaşlar çıkacaktır.
Soluyacak temiz hava tüm insanlara yetmezse ne olacak? Hayatta kalmak için kura çekeriz. : )
İnsan kopyalarının depolandığı bankalar ortaya çıkar mı? Herkesin kopyası bu bankalarda duracak. Bir sağlık sorunu olduğunda yedek parça takar gibi iyileşiriz.
50 yıl için acayip şeyler düşünüyoruz da dünya bu elli yılı görebilecek mi bir de o var…
Gelecek 50 Yıl kitabından altını çizdiklerim:
- Evrenin yoğunluğunun yüzde 80-95 arası bir bölümünü meydana getiren kara madeyi ve kara enerjiyi ne oluşturur?
- Sorun enerjideki artışın parayla bağıntısının logaritmik olmasındadır; öyle ki, yaklaşık on kat fazla eneji elde etmek için bütçeyi yüz kat arttırmak gerekir.
- Her kar tanesinin ayırt edici geçmişine bağlı bir örüntüsü vardır; etraflıca belirtmek gereirse, bu geçmişi kar tanesinin geliştiği buluttan düşüşü sırasında ortam sıcaklığının ve basıncının değişimi belirler.
- Geçmişte sağlama işlemini insanlar yapardı, çünkü tek alternatif buydu; ama insanların gelecekte de bunu yapması gerekmez. Asıl ölçütler sağlamayı yapan varlığın güvenilir olması ve ona güvenmeyen bir kimsenin kendi başına sağlamayı yürütebilecek bağımsız varlıklara başvurması gereğidir. Bu koşulları yerine getirildiği sürece, bir makinenin kararı bir insanınki kadar geçerlidir.
- Önemli olan şey bilgisayar mantığı ve makinenin tasarımcılarınca öngörülen şekilde gerçekten davranıp davranmadığıdır.
- Formalizmin ardındaki temel varsayım şudur: Eğer bir olay başka bir olaya yol açıyorsa, bir değişkenin değeri değiştiğinde, diğer değişkenin de değeri büyük olasılıkla değişir.
- Turing testi: Bilgisayarların insanlar gibi olup olmadığını belirleyecek bir test.
- İnsanın kendi zihinsel yaşamı başka herkesinkinden çok daha karmaşık, anlamlı ve geçerliymiş gibi davranmasına yol açan doğuştan bir eğilim var sanki.
- Soyut akıl yürütme becerileri her türlü maddi ya da sosyal başarı için bir ön koşul haline geliyor.
- Hayat ağacını tam olarak bilmek evrim olgusundan kuşkulanmayı zorlaştırır mı?
- İnsanı ve kurumlarını öğrenmede yeterli yetkinliğe eski çağlarda varılmıştır; dolayısıyla eğitim sizden önce gelenlerin düşüncelerini iyi okumanızı ve su gibi bilmenizi gerektirir. Bu bakış açısına göre, eğitimli kişi çeşitli tarihsel, felsefi ve edebi konuları bilgili bir şekilde tartışabilen insandır.
- Zeka sırf sorularınızın cevaplarını öğrenmiş olma becerisi midir, yoksa hangi soruları soracağınızı bilme becerisi midir? Cevapların değeri düştükçe, soruların değeri artar. Çok uzun bir süreden beri cevap temelli bir toplumda yaşıyoruz.
- Ezberlemeye dayalı eski okul tasarımı, yerini bilgi edinmeye ilişkin yeni tasarımlara bırakacak. Bilgi artık edinilmeye değer bir meta olarak görülmeyecek. Kolay elde edilen her şey toplumun gözünde değer yitirir ve aynı durum bilginin de başına gelecektir. Değer verilen şey güzel sorular olacak.
- “Yapabilmek için öğrenmemiz gereken şeyleri yaparak öğreniriz.” Aristoteles
- “Bir kişiye hiçbir şey öğretemezsiniz; ancak içindekini keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz.” Galileo
- “Duyarım ve unuturum; görürüm ve unuturum; yaparım ve anlarım.” A. S. Neill
- “Bilginin tek kaynağı deneyimdir.” Einstein
- Mevcut teknikleri bize insanların beyninde ve zihninde olup biten şeyleri değerlendirmek için güçlü araçlar sunuyor. Bu tekniklerin gelişmesiyle birlikte, böyle araştırmaların bize anlatacağı şeylere toplum olarak hazır olup olmadığımızı sormamız gerekecek. Beynin içine bakmak ve bir kişinin düşüncelerini ya da duygularını anlamak mümkün hale geldiğinde, bu bilgilerle ne yapacağız?
- “Belirlenmemiş sorunlara öngörülemez sonuçlarla uygulanan tanımlanmamış bir teknik” olarak eleştirilere hedef olan psikanaliz, …
- Yaşamı tehdit eden düşmanları birlikte yaşanılabilir iyi huylu varlıklara dönüştürmeyi başarmamız gerekir.