Temel Gelir kitabı ile Guy Standing, her vatandaşın hiçbir ayrım gözetilmeksizin elde edebileceği temel gelir sisteminin ne olduğunu, temel gelirin uygulanma gerekliliklerini, faydalarını, karşıt düşüncelerin çürütülmesini, çalışma hayatına etkisini ele alıyor.

Temel gelir gerekli bir şey mi? Kesinlikle. Kaçınılmaz olarak uygulanacağını düşünüyorum. Ülkemizde ne zaman görürüz, belirsiz.

İçinde bulunduğumuz teknolojik dönüşüm, geçmiş zamanın sanayi devrimlerinden çok farklı. Fiziksel ya da zihinsel işlerin yok oluşu yeni işler yaratıyor. Ancak yok olan işlerde çalışan sayısı yeni oluşan/oluşacak işlerde çalışan sayısından çok daha fazla. Temel gelir, oluşabilecek dev işsiz ordusuna fayda sağlayabilecek önemli bir gelir kaynağı olabilir.

İnsanların, minimum ihtiyaçlarını giderebilecek kadar, ekonomik anlamda bir güvence duyabileceği, kişisel ya da sosyal sorumluluk projelerine kaynak olabilecek bir gelir modeli.

İnsanın temel geliri olduğunda stres seviyesi azalacak, zihinsel anlamda da rahatlayacak. Kendini daha iyi ifade edebileceği bir ortam oluşabilir.

Temel Gelir kitabını, pandemi döneminde okuma fırsatı buldum. Mevcut ekonomik koşullar düşünüldüğünde gerçekten uygulanması gereken bir gelir modeli olduğuna ikna ediyor yazar Guy Standing.

📝 Temel Gelir kitabından altını çizdiklerim

  • Evrim, yaratıcı gücünü imkansızı isteyenlerden alır; imkanların kölesi olanlardan değil. Barbara Wootton
  • Fransızcada “esenlik içine olma” anlamına gelen BIEN, aynı zamanda temel gelirin beraberinde getireceğini düşündüğümüz esenliğe de işaret ediyordu.

Temel Gelirin Anlamı ve Tarihsel Kökenleri

  • Temel gelir bireylere koşulsuz olarak düzenli aralıklarla (örneğin her ay) ödenen mütevazı miktarda paradır. Temel gelir, herkese ödenecek bir para olarak düşünüldüğü için sıklıkla evrensel temel gelir (UBI – Universal Basic Income) olarak da adlandırılır.
  • “Temel” kavramı hayli kafa karıştırıcı bir kavram. “Temel” dediğimizde, kişiye yaşadığı toplumda en azından açlıktan ölmeyecek kadar bir gelir sağlanmasını kastediyoruz.
  • Temel gelir, her bir bireye, medeni veya ailevi durumuna yahut nasıl bir haneye mensup olduğuna bakılmaksızın, sadece bireyliği üzerinden ödenir.
  • Temel gelir aynı zamanda tek tip olmalıdır, yani her yetişkine hangi koşullarda yaşıyor olursa olsun eşit ödeme yapılmalıdır.
  • Koşulsuz derken ne kastediyoruz?
    • Birincisi, temel gelir ödemesi için kişinin elde ettiği gelir ile ilgili bir koşul aranmaz, yani gelir yoklaması yapılmaz.
    • İkincisi, kişinin yapacağı harcamalar ile ilgili herhangi bir koşul getirilmez.
    • Üçüncüsü, temel gelir sağlamak için herhangi bir davranış koşulu aranmaz.
  • Thomas More’un, hayali bir ada ülkeyi anlattığı, 1516’da Latince olarak yayımlanan Ütopya (sözcük anlamıyla, “olmayan yer”) adlı eseri, genellikle, temel gelirin var olduğu bir toplumun ilk tahayyülü olarak kabul ediliyor.
  • Vatandaşların polis’e iştirakleri, yani kentin siyasi hayatına katılım göstermeleri Antik Yunan demokrasisinin en önemli yapıtaşıydı. Perikles, vatandaşlara bu katılım esnasında harcadıkları zamanın bir karşılığı olarak ödenmek üzere bir tür temel gelir uygulaması başlattı.
  • Martin Luther King, suikasta kurban gitmeden hemen önce, 1967’de şöyle yazmıştı:
    • Artık inanıyorum ki en basit yaklaşım en etkili sonucu doğuracaktır. Yoksulluk sorununu kökünden çözecek olan yaklaşım, şu sıralar çokça tartışılan garantili gelir tasarısıdır. Geleneksel işlerde çalışamayan, böyle işler bulamayan insanlar için yeni çalışma biçimleri, topluma faydalı olabilecekleri yeni işler yaratılmalıdır… Ekonomik güvencenin yaygınlaşması pek çok olumlu psikolojik değişimi de ister istemez beraberinde getirecektir. İnsan onuru dediğimiz şey ancak, kişi kendi hayatını ilgilendiren kararlar üzerinde söz sahibi olduğunda, sabit bir gelir güvencesine ve kendini geliştirmek için ihtiyaç duyduğu olanaklara sahip olduğunu bildiğinde hayat bulacaktır.
  • Günümüzde sol kesimler emek yanlısı görüşlerin artık miadını doldurduğunu, sağ kesimler de kronik güvencesizliğin ve eşitliğin piyasa ekonomisini her geçen gün daha da istikrarsız ve sürdürülemez bir hale getirdiğini kabul ediyor; temel gelir, bu gelişmeler sayesinde kamuoyu tartışmalarında daha merkezi bir konuma yerleşmiş gibi görünüyor.
  • Temel gelir, daha ziyade, yeni bir gelir dağılımı sisteminde, arzu edilen miktarda verilebilecek bir taban gelir olarak değerlendirilmelidir;  diğer devlet yardımlarının yerini tutsun yahut tutmasın. Temel gelir “refah yardımı” değildir. Temel gelir, gelirdir.

Temel Gelir ve Sosyal Adalet

  • Temel geliri, bizden önceki nesiller tarafından tesis ve muhafaza edilmiş kolektif toplumsal servetten bize düşen sosyal kar payı, hepimize ait olan müştereklerden ve doğal kaynaklardan elde edilen ortak bir kazanç olarak düşünebiliriz.
  • “Demirden doğma, çelikten olma.” – Middlesbrough
  • Temel gelir için öne sürülen sosyal kar payı gerekçesine karşı genellikle şöyle bir itiraz getiriliyor: Hiçbir ferdin toplumsal servet mirasından pay alma hakkı yoktur çünkü fertler bu payı “hak etmek” için herhangi bir eylemde bulunmamışlardır. Fakat bu mantıktan yola çıkarak kişisel miras hakkının da feshedilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Eğer kişisel miras meşru ise, o zaman sosyal miras hakkı da meşru olmalıdır.
  • Kişisel servet elde etmeyi mümkün kılan şey bireyin kendi üstün yeteneğinden ziyade şanstır yahut yasa ve düzenlemelerdir veyahut aileden kalan mirastır ya da kişinin talihli bir zamanda dünyaya gelmiş olmasıdır.
  • Amitai Etzioni’ye göre insanlar, bir toplumun parçası olduklarını ne kadar fazla hissederlerse, servetin yeniden bölüşümü konusunda o kadar ısrarcı olacaklardır.
  • İslamın beş şartından biri olan zekat, inananların yoksulluğun olmadığı bir toplum inşa etmelerini şart koşar. Ayrıca Kuran’da, inananlara ellerindekini başkalarıyla koşulsuz olarak paylaşımları da emredilmiştir.

Temel Gelir ve Özgürlük

  • Güçlü olanların yaptıkları tercihler başka insanları kendi tercihlerini yapmaktan alıkoyabilir.
  • Katja Kipping’e göre ise, insanlar ancak varoluşsal bir korku taşımayan ve eşit ölçüde kendine güvenen başka insanlarla bir arada bulunabildikleri zaman bir cumhuriyetin varlığından söz edilebilir.
  • Özgürlük, tüketicinin seçenekler arasında bir tercih yapma özgürlüğüdür; onu değil bunu satın alma, o işe değil bu işe girme, bu siyasetçiden ziyade şu karizmatik siyasetçiyi seçme özgürlüğüdür. Cumhuriyetçi özgürlük ise bunun ötesine geçer. Cumhuriyetçi özgürlük anlayışına göre bizi özgür kılan şey, politik olarak birlikte hareket edebilmemizdir.
  • Temel gelir aşağıda sıraladığımız sıradan ve gündelik özgürlükleri artıracaktır:
    • zahmetli, sıkıcı, düşük ücretli ya da sadece hoşumuza gitmeyen bir işi reddetme özgürlüğü;
    • risk barındıran ama umut vaat eden, küçük ölçekli bir ticari girişimde bulunma özgürlüğü;
    • yaratıcı işlerle uğraşma ve çeşitli etkinliklere katılma özgürlüğü;
    • yeni beceriler ve yeterlilikler kazanmayı göze alma özgürlüğü;
    • ilişki kurma ve hatta, bugün maddi güvencesizlik yüzünden neredeyse imkansız hale gelen yuva kurma özgürlüğü;
    • iyi gitmeyen yahut istismar barındıran bir ilişkiyi bitirme özgürlüğü;
    • ara sıra tembellik etme özgürlüğü .
  • Bazıları, işverenleri temel geliri fırsat bilerek çalışanlarına daha düşük maaşlar ödeyeceğini düşünüyor ve en azından görünürde, bu nedenle muhalefet ediyordu.
  • İleri gelen sendika liderleri kapalı kapılar ardında, temel gelirden faydalanan bir işçinin sendikaya üye olma ihtiyacı hissetmeyeceğini söylüyordu.
  • “Bir insanın geçimini sağlama hakkını elinden almak demek, onun iradesini de elinden almak demektir.” Alexander Hamilton

Yoksulluğu, Eşitsizliği, Güvencesizliği Azaltmak

  • Hata yapma özgürlüğüm olmazsa, kendi hayatımızı başarılı bir şekilde idare etmeyi öğrenemeyiz.
  • “Güvencesizlik yoksulluktan kötüdür.” Konfüçyüs
  • İktisatçılara göre, belirsizlik riskten farklı bir şeydir. Belirsizlik denilen şey “bilinmeyenlerin de bilinmemesi ” halidir.
  • Temel gelirin yoksulluğu tümüyle yok edeceğini söylemek beklentiyi fazla yükseltmek olur. Eğer sistem düzgün bir şekilde kurulur ve yürütülürse, temel gelir yoksulluğu da eşitsizliği de azaltabilir.
  • Kişinin kendisi için istediklerini başkaları için de isteyebilmesi cesaret gerektirir. Temel gelir, bu cesareti kendimizde bulmak demektir.

Ekonomik Argümanlar

  • Gelgelelim, öncelikli sorunumuz insanlara yapacak iş kalmayacak olması değil, gelir dağılımı sistemidir. Teknoloji yıkıma yol açıyor, ücretli iş gücünün yerini alıyor olsa da bu teknolojik devrim esasen daha fazla iş üreten ilk devrimdir. Fakat öte yandan, gelir eşitsizliğinin büyümesine de yol açmaktadır.

Klasik İtirazlar

  • Bir politikayı destekleyip desteklemememiz, beğenmediğimiz birinin bu politikayı destekleyip desteklememesine bağlı olmamalı.
  • Eğer elimizde temel gelirin çalışmayı azaltmadığını gösteren tatmin edici gerekçeler ve deneysel kanıtlar olursa, temel geliri destekleyecek misiniz?

Finansman Meselesi

  • Gelir getiren her türlü varlığın sadece mülkiyeti üzerinden kazanılan büyük miktarlardaki rant gelirlerinin bir kısmı toplum için ayrılabilir ve  temel gelir ödemesi için ihtiyaç duyulan mali kaynağın büyük bir bölümü, hatta tamamı buradan sağlanabilir. Temel gelirin ancak, sosyal hizmetlerde büyük kesintilere yahut gelir vergisi oranlarında ciddi artışlara giderek finanse edilebileceğini iddia edenler insanları yanıltıyorlar; bilerek veya bilmeyerek.
  • Sonuç olarak, finansman meselesi bir toplumun sosyal adalet, cumhuriyetçi özgürlüğe ve ekonomik güvenceye ne kadar öncelik verdiğiyle ilgili bir meseledir. Bu açıdan baktığımızda, temel gelir sisteminin finanse edilebilir bir sistem olduğunu, hatta bu sistemi finanse etmemek gibi bir lüksümüz olmadığını söyleyebiliriz.

Temel Gelir ve Çalışma

  • 20. yüzyılda, daha önce görülmemiş bir çalışma anlayışı hüküm sürmeye başladı: Ücretsiz yapılan pek  çok iş artık işten sayılmıyordu. Bugün de, çalışma hayatına ilişkin istatistikler bu saçma anlayışı yansıtmaya devam ediyor. “Çalışmak” eğer parasal bir karşılığı, piyasada bir yeri varsa, çalışmak sayılıyor. Pigou’nun yüz yıl önce bu konuda söyledikleri meşhurdur: Eğer bir adam ev işlerini yaptırmak için bir kadın tutarsa milli gelir, ekonomik büyüme ve istihdam artar; işsizlik azalır. Bu adam daha sonra bu kadınla evlenirse ve kadın da o güne kadar yaptığı işleri aynı şekilde yapmaya devam ederse, milli gelir, ekonomik büyüme ve istihdam düşüşe geçer; işsizlik artar. Bu anlayışın ne kadar saçma (aynı zamanda cinsiyetçi) bir anlayış olduğu ortada.
  • Şu da var: Bugün, üstün yetenekli sanatçı ya da dahi olarak andığımız pek çok isim gençliğinde “aylaklık” yapmış kişiler. Bunlardan bazıları da ailelerinin imkanları yahut mirasları sayesinde, yani bir “temel gelirleri” olduğu için “aylaklık” yapabilmişler. Eğer bu kişiler para için çalışmaya zorlansalardı yahut sıkıcı bir işte çalışmak zorunda kalsalardı, biz bugün, onların yaratıcı zekalarından muhtemelen faydalanamıyor olacaktır.
  • Benim görüşüm şöyle: Temel gelir hem “çalışma” miktarını hem de verimliliği artıracaktır. Aynı zamanda, “boş zamanlarımızı” daha iyi değerlendirmemize de olanak tanıyabilir. Buradaki “boş zaman” tabirini, Antik Yunan toplumunda schole kavramına karşılık gelen anlamıyla kullanıyorum. İngilizcedeki “okul” (school) sözcüğü bu kavramdan türemiştir. Antik Yunan’da schole, çalışma zorunluluğundan azade olmak demekti ve Aristoteles’e göre, kültürel ve siyasi hayata tam katılım sağlayabilmenin vazgeçilmez bir unsuruydu. Bunlar bir kenara, bazı insanlar temel gelir aldıkları için daha az çalışsalar ve/veya iş gücünde daha az katılsalar, hakikaten (sosyal, ekonomik ve ekolojik açıdan) çok mu kötü olur?
  • Aslında bu insanlar ücretli çalışmayı bırakıp, ücret almadan çalışmaya başlamışlar.
  • Bazı işlerin parasal değerini hesaplamak zor olabilir, hatta mümkün olmayabilir fakat tüm “çalışma” şekillerinin bir değeri vardır.
  • Bir dizi çalışmada insanlara, kendilerine piyangodan para çıkması halinde ne yapacakları soruldu. Büyük bir çoğunluk çalışmaya devam edeceğini fakat halihazırda yaptığı işi bırakabileceğini söyledi. Yani insanların aynı işte çalışmaya devam edip etmeyecekleri ne kadar kazandıklarıyla değil, işlerini ne kadar sevdikleriyle ilgiliydi ki bu da hiç şaşırtıcı değil.
  • Buradan yola çıkarak, toplumun alt basamaklarında yer alanların daha sıkıcı, daha zevksiz işler yaptıkları, iş memnuniyetlerinin de daha düşük olduğu sonucuna varabiliriz.
  • Haziran 2016 tarihli İsviçre temel gelir referandumu öncesinde yürütülen bir kamuoyu anketinde insanlara, 2500 franklık bir temel gelir almaları halinde (ki bu birçok insan için iyi bir rakamdı) çalışmayı bırakıp bırakmayacakları soruldu. Ankete katılanlardan sadece yüzde 2’si çalışmayı bırakacağını söyledi. Fakat katılımcıların üçte biri, diğer insanların çalışmayı bırakacağını düşündüğünü ifade etti! Katılımcıların yarısından fazlası, eğer temel gelir sağlanırsa, eğitim alma yoluna gideceğini; beşte birinden fazlası bağımsız çalışacağını; yüzde 40’ı zamanının bir kısmını gönüllü işlere ayıracağını veya eskisine kıyasla daha fazla gönüllü iş yapacağını; yüzde 53’ü ise ailesiyle daha fazla zaman geçireceğini söyledi. Temel gelir sağlamak demek, insanlara haybeye para vermek demek değil. İnsanlar istedikleri ve yapabileceklerini düşündükleri şeyleri yapabilsinler diye onlara bir fırsat vermek demek.
  • Geleneksel düzende, ücretsiz ev içi emek sarf edenler çoğunlukla, kadınlar, bu emekten karşılıksız olarak faydalananlar da erkeklerdir. Temel gelir, işte bu ücretsiz emeğin bir telafisi olarak görülebilir. Kadınların maruz kaldığı sistemli adaletsizlik esasen, ücretli çalışmayı ücretsiz çalışmadan keyfi biçimde üstün tutan anlayışın bir yansımasıdır.
  • Çalışma hakkı ücretli veya ücretsiz olarak sarf edilen her türlü emeği ve kişinin kaliteli bir yaşam sürmesini sağlayan değerli faaliyetlerde bulunma hakkını kapsar. Toplumun genel çıkarlarını gözetmek koşuluyla, herkesin, kendi emeğinin ürünlerini sahiplenme ve fikri mülkiyet hakkı vardır.
  • Temel gelir, insanların hem kapasitelerini geliştirebilmeleri için imkan yaratacak hem de yapmak istemedikleri işleri reddetmelerini sağlayacaktır.
  • İş görülebilirlik testlerinin ne kadar saçma olduğunu yarattığı manevi zarardan da anlayabiliyoruz. Örneğin bir kişi, çalışmaya engel teşkil eden rahatsızlığını yenmek için büyük bir çaba sarf edip “iş görebilir raporu” alabilir. Fakat sonrasında, hem aldığı yardımı kaybedebilir hem de çalışacak bir iş bulamayabilir. Bu kişi rahatsızlığını yanmak için hiçbir çaba sarf etmezse, devletten aldığı yardımı kaybetme olasılığı da daha düşük olur. Yani bu sistemde, bir engelin üstesinden gelmeye çalışırsanız cezalandırılırsınız.
  • Temel gelir kişinin, kendisi için en büyük önemi taşıyan işlere emek verme isteğini ve imkanını artıracaktır. Daha da güzeli, temel gelir sayesinde insanlar boş zamanlarını daha verimli bir şekilde geçirme arzusuna ve yetisine sahip olabilir; schole sözcüğünün anlamına yakışır bir şekilde, derin düşüncelere daldıkları bir tembelliğin tadını çıkarabilirler. Durmadan çalıştığımız ve durmada tükettiğimiz bu ekonomik sistemde, artık biraz yavaşlamamız gerekiyor. Temel gelir, işte bunu başarmamızı sağlayacaktır.

Alternatif Politikalar

  • Güvence Farklılığı İlkesi: Bir politika ancak, toplumda yaşayan en güvencesiz gruplar güvence sağlayabiliyorsa sosyal olarak adil addedilebilir.
  • Paternalizm Yoklaması İlkesi: Bir politika ancak, toplumun en özgür grupları üzerinde uygulamadığı denetimleri toplumun başka kesimleri üzerinde uygulamaya kalkmıyorsa sosyal olarak adil addedilebilir.
  • Yardım Değil Hak İlkesi: Bir politika ancak, yardım yahut hizmetlerden faydalananların haklarını güçlendirebiliyor ve bu politikayı uygulayanların takdir yetkisini kısıtlayabiliyorsa sosyal olarak adil addedilebilir.
  • Ekolojik Kısıtlama İlkesi: Bir politika ancak, ekolojik maliyeti hesaba katıyor ve bu maliyeti toplumun yahut ekolojik sorunlardan doğrudan etkilenen kişilerin sırtına yüklemiyorsa sosyal olarak adil addedilebilir.
  • Onurlu Çalışma İlkesi: Bir politika ancak, insanların, insan onuruna yakışır bir şekilde çalışmalarına izin veriyor ve en güvencesiz grupları bu anlamda dezavantajlı bir konuma düşürmüyorsa sosyal olarak adil addedilebilir.
  • Sosyal sigorta, sosyal haklardan yoksun olan, en güvencesiz gruplara neredeyse hiçbir şey vaat etmiyor; sosyal adaleti ve cumhuriyetçi özgürlüğü güçlendirmeyi başaramıyor.
  • Kupon programlarını, gıda yardımlarını ve nakdi yardımları karşılaştırmalı olarak inceleyen bir çalışmanın sonuçlarına göre, ayni gıda yardımı sağlamak için yapılan harcama,  bu yardıma eşdeğer miktarda bir nakdi yardım sağlamak için yapılan harcamanın yaklaşık dört katı.
  • Temel gelir sisteminde nakdi ödemeler doğrudan sahiplerine ulaşacağı için bu sisteme geçiş yapmak tüm aracıları ve onların olası kulis faaliyetlerini bir hamlede yok edecektir.
  • “Kültürümüzün işe bir değer atfetmesi, işlerin bizi gerçekten mutlu etmesinden kaynaklanmıyor; biz işe değer atfeden bir kültürün içinde sıkışıp kaldığımız için, bir işimiz olduğunda kendimizi daha mutlu hissediyoruz.” Kate McFarland
  • Eğer sosyal yardım sistemini “yoksullar”a yardım etme hedefi üzerine kurarsanız, çok geçmeden insanlar  arasında bir ayrıma gitmeniz; hiçbir suçu olmamasına rağmen yoksullaşmış kişi ile yoksul olmayı kendisi “seçmiş” yahut kendi hatası, kusuru yüzünden yoksullaşmış kişiyi birbirinden ayırmanız gerekir.
  • ABD’de yapılan bir tahmine göre, ABD Kazanılmış Gelir Vergi Kredisi sistemi için harcanan her bir doların 73 senti düşük ücretle çalışan kişinin, 27 senti ise işverenin cebine giriyor çünkü işveren bu sistem sayesinde daha düşük ücretle işçi çalıştırabiliyor.
  • Vergi kredisi programlarının aşikar bir kusuru da bu programlardan, istisnai durumlar dışında yalnızca çalışan kişilerin faydalanabiliyor olması. İş bulamayanlar yahut herhangi bir nedenle işsiz olanlar programlara dahil edilmiyorlar.
  • Negatif gelir vergisi, aile gelirine ya da kazancına bağlı olarak yapılacak bir yardımdır ve (ABD’deki vergi kredisi sisteminde olduğu gibi) düşük gelirlilere her vergi yılının sonunda geriye dönük olarak yapılacak bir ödemeyi işaret eder.

Temel Gelir ve Kalkınma

  • Yoksulluk kartına sahip olmayanlar genelde en yoksul kişilerdir.
  • Gelir yoklamasına ilişkin bir başka sorun da idari maliyetin yüksek olmasıdır. Bir programın maliyet hesabı yapılırken şu gerçek göz önünde bulundurulmalıdır: İdari masraflar için harcanacak para, pekala, yardım alacak kişilere daha fazla ödeme yapmak için de kullanılabilir. Ayrıca, hedefleme yaptığımızda yarınki değil dünkü yoksullukla ilgilenmiş, yani yoksullaşma tehlikesiyle karşı karşıya olan insanlardan çok, halihazırda yoksul olanlara yardım etmeyi amaçlamış oluruz. Oysa yoksulluğu azaltmanın en etkili yolu onu önlemektir, çünkü yoksulluğu önlemek, yoksulları yoksulluktan kurtarmaktan daha az maliyet getirir.
  • Birkaç istisna dışında, nakit transferlerinden faydalananların hemen hepsi aldıkları parayı sigaraya, alkole, uyuşturucuya harcamak yerine hanenin refahını artırmak için kullanıyor. Nakit transferleri, ayrıca, suç ve aile içi şiddet vakalarının azalmasını da sağlıyor.
  • Gelişmekte olan ülkelerde yürütülen pek çok koşullu ve koşulsuz nakit transferi programlarından elde edilen istatistiksel veriler şöyle özetlenebilir: Gelir yoksulluğunda ciddi bir gerileme,gıda harcamalarında ve beslenmede ise artış gözlemleniyor; okula devamsızlık azalıyor; bilişsel gelişimde iyileşme oluyor; sağlık hizmetleri daha fazla kullanılıyor; daha fazla birikim yapılıyor ve bu birikimler yatırıma dönüşüyor; yatırımlar özellikle de hayvan ve tarımsal varlıklara yöneliyor; yerel ekonomik büyümede mütevazı artışlar görülüyor.
  • Genellikle, düşük gelirli ülkelerin temel geliri finanse edemeyeceği farz ediliyor. Fakat temel gelir miktarı, başlangıçta elde bulunan kaynaklara göre belirlenebilir ve zaman içinde yavaş yavaş artırılabilir.

Temel Gelir Girişimleri ve Pilot Uygulamalar

  • Dünya Temel Gelir Ağı (BIEN): Sonradan Dünya Temel Gelir Ağı adını alan Avrupa Temel Gelir Ağı, 1986 yılının Eylül ayında Belçika’nın Louvain-la-Neuve kentinde yapılan bir toplantıyla resmi olarak kuruldu. Thomas More’un Ütopya adlı eserinin ilk kez 1516 yılında Louvain’de yayımlanmış olması hayli sembolikti fakat bu, özellikle planlandığımız bir şey değildi, daha çok rastlantısaldı. 2016 yılında yine Louvain-la-Neuve’de düzenlenen Ütopya’nın 500. yılı kutlamaları da BIEN’in 30. yaş gününe denk geldi.
  • İsviçre’de şöyle bir deyiş var: “Tek referandumla kabul edilen reform yoktur; reform dediğin ancak iki referandumla kabul edilir.”
  • Tüm etmenler hesaba katıldığında, temel gelir ödemesi alan ailelerin çocuklarının okulda daha başarılı oldukları görülüyor, ayrıca suç oranlarında da “çarpıcı bir düşüş” göze çarpıyordu. Yine bu gruptaki çocuklarda davranışsal ve duygulanımsal bozukluğa daha az rastlanıyordu. Bu çocuklar, bir işte tutunabilme ve kişisel ilişkileri sürdürebilme açısından uzun vadeli olumlu sonuçlar doğurduğu bilinen iki önemli kişilik özelliğine, yani “sorumluluk duygusu taşıma” ve uyumluluk” özelliklerine ilişkin daha yüksek puanlar alıyorlardı.
  • Y Combinator’ın genel müdürü olan genç risk sermayedarı Sam Altman, bir temel gelir çalışması başlatmak istediğini çünkü yapay zekanın geleneksel işleri ortadan kaldırarak eşitsizlikleri artıracağına inandığını ifade etmiştir… Onun ilgilendiği asıl mesele, temel gelir sağlandığı takdirde insanların ne tür faaliyetlerde bulunmayı seçecekleri. “İnsanlar bütün gün evde oturup video oyunları mı oynayacaklar, yoksa yeni bir şeyler üretmeye mi başlayacaklar?..”
  • GiveDirectly’nin başlıca amacı “aşırı yoksulluk”u ortadan kaldırmak. Çalışmanın amaçlarından birinin şu olduğunu biliyoruz: Uzun süreli bir temel gelir sisteminin risk alma (örneğin iş kurma) üzerindeki etkilerini ve köy çapında yaratacağı ekonomik etkileri araştırmak.
  • Bir kişiye kendisine ödenen temel gelirle ilk ne satın aldığı sorulduğunda “Zaman satın aldım” diye yanıt vermiş.
  • Pilot uygulamalar sayesinde bazı insanlar içinde bulundukları finansal dar boğazlardan çıkabiliyor, borç esaretinden kurtulabiliyor, istismar edildikleri bir ilişkiyi bitirebiliyorlar. Bazıları, pilot uygulamaların verdiği cesaretle ekonomik ya da sosyal riskler alabiliyor, hatta bu yolda devam etme cesaretini de kendilerinde bulabiliyorlar.

Siyasi Mücadele – Buradan Oraya Nasıl Gitmeli?

  • Sıkça anlatılan bir hikaye vardır. Bir gün bir delege heyeti, Başkan Franklin D. Roosevelt’e bir öneri sunmak için Beyaz Saray’da onu ziyaret eder. Roosevelt delegeleri dinledikten sonra, “Tamam” der, “beni ikna ettiniz. Şimdi gidin, bu işi yapmam için üzerimde baskı oluşturacak birilerini bulun.” Önemli toplumsal değişikliklerin uzun süreli bir siyasi baskı olmaksızın gerçekleşmeleri pek vaki değildir. Siyasetçileri de pek azı fikir insanı ya da politika öncüsüdür ama bir iş düzgün işler hale geldi mi mutlaka bundan kendilerine pay çıkarmaya çalışırlar. Öncülük etme cesaretini kendinde bulan siyasetçi ise nadiren çıkar.
  • Yeni bir gelir dağılımı sisteminin payandası olacak temel gelir programlarına doğru adım atarken mevcut sistemin karmaşıklığını gözler önüne sermenin bir yolunu bulmalıyız.
  • Reformu yapacak olanlar, “temel gelir karşılıklılık ilkesine uygun düşmüyor”, “temel geliri finanse etmek imkansız”, “temel gelir insanları tembelliğe sürükler”, “temel gelir hak etmeyenlere, ihtiyacı olmayanlara haybeye para vermektir” türünden öngörülebilir itirazlara hazırlıklı olmalıdır.
  • “Zamanı gelen bir fikirden daha güçlü şey yoktur.” – Viktor Hugo
  • “İnsanların fikirlerini değiştiren, akıldan çok zamandır.” – Thomas Paine (Sağduyu)

Bir Pilot Temel Gelir Uygulaması Nasıl Yürütülmeli?

  • Pilot uygulamalar reformun önünde bir engel olmamalıdır. Bunlar bir girişimin işe yarayıp yaramadığını değil, nasıl ve niçin işe yaradığını ortaya çıkarmak için yürütülmelidir.
  • 5’lik Likert ölçeği kullanılmalı, yani soruları yanıtlayanlar beş seçenekten birini seçmelidir:
    1. Kesinlikle katılmıyorum
    2. Katılmıyorum
    3. Kararsızım
    4. Katılıyorum
    5. Kesinlikle Katılıyorum