Mayınları topraktan çıkartıp buraları verimli tarım arazilerine çevirmek kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? Bir şartla; Her şeyi toprak sahibi yapacak!

Şimdi bizim İsrail ile olan ikili ilişkilerimiz hangi noktadaydı? Davos’ta kalkıp giden RTE değil miydi? Gerçi Davos’taki ümmetçilik tepkisini milliyetçilikle karıştırmayalım, yanlış olur.

Bildiğiniz üzere İsrail küçük bir devlet. Küçük ama işlevi büyük derler ya, o cinsten belki de. O topraklarda bu devletin kurulması bir simge aslında. Geçmiş konulardan uzaklaşıp mayın konusuna biraz daha geniş bakmak lazım. Çünkü bu mesele yalnızca tarım yapmakla ilgili değildir.

Türk Bayrağı

Mayın ve Maden Taraması

Mayınların çıkarılması için toprağın her karışının taramadan geçmesi lazımdır. Bu tarama yapılırken toprağın zenginlik haritası çıkartılmayacak mı sanıyorsunuz! Amaç sözde tarımsa hangi alanın daha verimli olacağı bilinmeli ve nerede neyin yetişeceğine karar vermek için çeşitli numuneler de alınmalıdır. Bizim bile tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz mayınlı alanlarda İsrail toprak analizleri yapacak.

Ayrıca burada yeraltı zenginliği olarak petrol rezervleri olduğu biliniyor. Tarımla birlikte biz buralardaki petrolden de yararlanamayacağız İsrail ile yapılacak olan anlaşmaya bağlı olarak.

Ürünler ne olacak, nereye gidecek?

Alan temizlendi, tehlike kalmadı. Başladılar yetiştirmeye. Ama ne yetiştirecekler? Bu topraklara ne ekileceğine İsrail karar vereceğine göre kendi çıkarlarını gözetecektir mutlaka. Kendi ülkesinde hangi tarım ürünleri eksik, bunları yetiştirecektir öncelikle.

Suyun Kontrolü

Küresel ısınma deyip de su tasarrufu yapın çağrıları vardır ya, aslında asıl tasarrufun yapılması gereken yer tarım alanlarıdır. Gelecekteki savaşların hayatın kaynağı su yüzünden çıkacağı garantidir. Mayından arındırılacağı söylenen topraklarda tarım yapılırken su ihtiyacı da artacak. Aynı toprakları besleyecek GAP Projesi’nde  sona yaklaşılmasının, toprakların mayından temizlenip tarıma açılma zamanıyla denk düşmesi ne büyük rastlantı!

GAP için hangi ülkelere borçlandığımızı gözden geçirmekte fayda var. Borcu İsrail ile yakın ilişki içinde olan devletler kontrol ediyorsa senaryo tamamlanıyor gibi.

Buradaki tarım alanları yalnızca GAP’tan beslenecek değil, ülkemizde bu topraklardan geçip Suriye’ye akan nehirler de vardır. Tarım alanlarıyla birlikte Suriye’ye giden ırmakların debisinde  bir değişiklik olmayacak mı sanıyorsunuz? İsrail ile Suriye aralarındaki sorunlar için Türkiye’de aradıkları denge İsrail tarafına kayacaktır. Üstelik politik bir girişim yapılmadan.

Kuşatma Politikası

Go diye bir oyun var, olası hamle sayısı satrançtan bile çoktur. Go’da temel amaç düşmanı kuşatmaktır. İsrail’in bu girişimi de kuşatma politikasına çok benziyor. Düşmanı kuşat, baskı altına al, ölmesine izin vermeden kanını çek. İsrail burada tarım yapmaya başlarsa, oynayanlar oyun tahtası üzerinde bu topraklara küçük İsrail bayrakları koyacaklardır.

Sonuç

Bu topraklar yalnızca istihdam konusu olamazlar. Başbakan istihdam sonucu burada Ahmet Mehmet çalışacak diyor. Peki neden Ahmet Mehmet burayı temizleyip yönetmiyor?

Akp’nin kurulduğu günden bugüne kadar yaptıklarına bakacak olursak milli menfaatleri koruma yeteneğinin olmadığını görmekteyiz. Yaptıkları, söyledikleri, sattıkları yapacaklarının da bir göstergesidir. İnsanları öldürdükten sonra Eurovision’da kardeşlik şarkıları söyleyen İsrail ile böyle bir tarım işbirliğine gitmek milli çıkarlarımız ile ters düşmektedir.

Bir ülkenin topraklarının başka ülke için tarıma verilmesi Afrika ülkelerinde görülen bir uygulamadır. Kendi toprakları yetersiz, coğrafi konumu uygun olmayan zengin ülkeler yoksul ülkelerin topraklarını kiralar. Burada gerekli ürünleri yetiştirir, sömürür ve çeker gider. Yapılacak olası yanlışın bundan ne farkı var?

Mayınlardan temizleme işini ne İsrail ne de NATO yapmalı. Ya biz yapalım temizlemeyi ya da öyle kalsın daha iyidir.

İsrail’in kazanacaklarının haddi hesabı yok. Peki biz ne kazanacağız bundan?