Yarış zamanlarında işim gücüm ne varsa yarışa göre ayarlıyorum. Formula 1 deyince hayatı durduruyorum neredeyse.
Bugün yapılan Formula 1 İstanbul 2008 yarışı ise benim açımdan çok kötüydü. Yarış, reklamlardan görebildiğim kadarıyla iyi ve zevkliydi.
Yarışın hemen başında, en heyecanlı yerinde misafir damladı. Yarış boyunca da tutturuldu bir muhabbet, ne yarış kaldı ne formula 1. Tamam, başımızın üstünde yeri var ama bu kadar olmaz. :)
Reklamlar saç baş yoldurdu!
Televizyondan izlemek orada olmaktan bir bakıma daha zevkli. Yarışın en iyi anlarını tekrar tekrar izleyebiliyorsunuz. Yalnız bugün Kanal D’nin reklamları beni çıldırttı desem yeridir.
Yarışlar aşağı yukarı bir futbol maçı süresinde, doksan dakika civarı. Futbol maçının ortasında reklam girerse ne olur? Taraftarlar o kanalı yıkarlar!
Yarış sırasında tam 5 kere reklam girdi. Yuhhh!!
Ulan reklam kuşağına mı denk geldim diye düşünür oldum bir ara. Reklam arası Formula 1 izledik. Yarışın en önemli anları kaçtı gitti.
Komik olan da yarışı küçük bir karede göstermeye devam ediyorlar. Aslında reklam izliyoruz bangır bangır.
Yarıştan notlar;
- Barrichello 257. yarışına çıkıp rekor kırdı.
- Massa üst üste olmak üzere üçüncü kez kazandı.
- Kovalainen’in geriye düşmesi zevkli oldu. Pozisyon zenginliği yarattı.
- Seyirci göremedim tribünlerde. Bu yoklukta o kadar pahalı olursa bilet kimse gitmez tabi.
- Hamilton hızlıydı. 3 pite rağmen ikinci. Stratejiler konuştu ama o sırada reklam izliyorduk.
- Rosberg pite girdiğindeki termal kamerayı ilk kez gördüm, süperdi.
hehe geçmiş olsun :) ama benimdi dikkati en cok ceken seyirci eksikligiydi. incin top oynuyordu :)