Dalgalı yaşıyoruz günlük hayatı, benzer şekilde iş hayatını.

Toplantılar, projeler, izinler, tatiller, haftalık planlar, fizibilite raporları, analizler… Gündem o kadar yoğun ki, akıntı o kadar hızlı ki hiçbir kara parçasına ayak basamadan akış sizi içine alıyor. Sürüklüyor. Zaman kavramı kendini kaybediyor.

Ancak dalganın tepe noktası olduğu gibi o suyun dibi de var.

Sular durulunca, insan etrafı daha iyi analiz ediyor. En küçük değişiklik bile dikkatini çekiyor.

Su daha da alçalınca ayaklar yere basmaya başlıyor. Yüzen adam yürür olduğunda, yerdeki taşlar ayağını acıtmaya hatta kanatmaya başladığında anlıyor ki can yakan şeylerin çoğu yüzeydeki boğuşmacada değil dipteki durgunlukta saklıymış..

Yıllanmış şarap görünümlü sirkeleşmiş çalışanlar, stok hatalarının üretime ve planlamaya olumsuz etkisi, başarılı görünüp başarısız olan projeler, süreç bozuklukları, yetki karmaşası, organizasyon ve iletişim bozukluğu..